İrfan Değirmenci’nin yerine 'O' geldi!

Geride bıraktığımız gün sosyal medya hesabından referandumdaki kararının ‘Hayır’ olacağını açıklayan İrfan Değirmenci, yayın ilkelerine aykırı hareket ettiği gerekçesiyle işinden kovulmuştu.

ŞİMDİLİK GÖZDE ATASOY KALICI OLARAK İSE ŞULE ZEYBEK DÜŞÜNÜLÜYOR

Değirmenci’nin yerine kimin geleceği konusundaysa belirsizlik sürüyor. Yayın akışında sabah haberleri kısmına yer vermeyen yönetim, Kanal D sabah haberini, hafta sonlarında Kanal D Ana Haber bültenini sunan Gözde Atasoy’a emanet etti. Atasoy’un sabah haberlerinde kalıcı olup olmayacağını zaman gösterecek ancak kulislerde Değirmenci’nin yerine daha önce öğle haberlerini sunan Şule Zeybek’in ismi geçiyor.

BÜYÜK YANKI UYANDIRDI

İrfan Değirmenci önceki gün referandumda ‘Hayır’ diyeceğini açıkladı. Bunun ardından Doğan Medya Grubu’ndan yazılı bir açıklama yapıldı ve İrfan Değirmenci ‘Tarafsızlık’ ilkesini ihlal ettiği gerekçe gösterilerek işinden kovuldu. Yaşanan bu olay sosyal medyada büyük yankı uyandırdı.

İRFAN DEĞİRMENCİ’NİN KOVULMASININ ARDINDAN KANAL D’DE İSTİFA

16 Nisan'da yapılacak olan referandumda 'Hayır' diyeceğini açıklayan ve bu sebeple Kanal D'deki işine son verilen İrfan Değirmenci'nin ardından İrfan Değirmenci'nin programını hazırlayan sorumlu müdür Ertuğrul Albayrak istifasını duyurdu. Referandumda ‘Hayır’ diyeceğini açıkladığı için Kanal D’deki işine son verilen haber spikeri İrfan Değirmenci’nin programını hazırlayan sorumlu müdür Ertuğrul Albayrak, “Benim kalmam istendi, kabul etmedim. Hamburgercide çalışma ihtimalimiz daha güçlü. Buna rağmen onurlu yaşamayı seçtik. Vicdanımız rahat” dedi.

"HAMBURGERCİDE ÇALIŞMA İHTİMALİMİZ DAHA GÜÇLÜ"

Değirmenci ile birlikte 10 yıldır birlikte çalışan Albayrak, Kanal D'den istifa ettiğini duyurdu. Birgün’den Serbay Mansuroğlu’nun haberine göre, Albayrak, “Hayır diyeceğimiz belliydi. Ekrandan bunu belli etmedik. Tarafsızlıksa kanalda buna uyduk. Ancak her gün sana şeytansın, hainsin diyen, yaşam değerlerine saygı duymayan birilerine dur demek gerektiğine karar verdik” diye konuştu. “Esas olarak İrfan'ı gönderdiler, benim kanalda kalmamı istiyorlardı. Başka bir spiker çıkacak ve ben buna haber hazırlayacakmışım. Sorumlu müdür olarak bunu kabul etmedim. Ben de istifa ettim” diyen Albayrak, “Buluş arkadaşımız da kalmak istemediğini ifade etti. Ancak diğer arkadaşlarımızın evine ekmek götürmesi için istifalarının doğru olmayacağını düşündük” ifadelerini kullandı. Albayrak, “Bundan sonra bize kim iş verir, hangi kanala gideriz. Hamburgercide çalışma ihtimalimiz daha güçlü. Buna rağmen onurlu yaşamayı seçtik. Vicdanımız rahat” dedi. “Gazetede ‘evet' yazan çalışmaya devam ediyor” diyen Albayrak, “Bunun iki yüzlülük olduğunu düşünüyoruz” diye konuştu.

İRFAN DEĞİRMENCİ'DEN AÇIKLAMA

İşine son verildiğini telefonla öğrenen Değirmenci, “Annem ‘Üzülme, iyiler sonunda mutlaka kazanır’ diye teselli etti. Elbette kahraman değilim ama hain de değilim. Ülkemizi konuşmak zorundayız” dedi.

Sözcü Gazetesi'ne konuşan Değirmenci şu açıklamaları yaptı:

TELEFONLA BİLDİRDİLER: Cuma günü benim de sıralarından geçtiğim Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi'nin maruz kaldığı muameleyi gördüm. O duyguyla da oturup her vatandaş gibi, devletin önümüzde koyduğu iki seçenekten birisine oyumu kullanacağımı açıkladım. İşyerinden aradılar, işime son verildiğini söylediler. Bir saat sonra, bildiriyi internet sayfalarına koyduklarını gördüm.

İYİLER MUTLAKA KAZANIR: Annemin haberi yoktu. Onlar Ankara'dalar, ben ise İstanbul'dayım. Anneme nasıl söyleyeceğimi düşünüyordum ki, beni aradı. Halk TV izliyormuş, alt yazıdan görmüş. Bana, üzülmememi söyledi. “İyiler sonunda mutlaka kazanır” dedi. 4.5 yıl pek çok şeyi göze alarak mağdurların sesini duyurmaya çalıştık. İlk arayanlar da yıllarca haberlerini yaptığımız, ekrandan sesleri duyurduğumuz mağdurlar oldu. İşte o zaman, ‘bunca yıl boşuna kürek çekmemişiz' dedik… ‘Görüşlerinize katılmasam da, söz söylemeye devam etmenizi istiyorum” diyenler oldu.

BELKİ BİR İŞE YARAR: İşsiz kalan pek çok gazeteci var. Hapse atılan, geçmişte canından olan meslek büyüklerim var. Pazartesi günü ekranlarını açıp da beni göremeyenler belki de ülkede bir şeylerin ters gittiğini, her şeyin normal olmadığını görecekler. Benimkisi bir küçücük kıvılcım olur herhalde. Hayırlısı olacak. Gençler diyorlar ya; ‘Simit sat, onurlu yaşa' diye. İşte o çok önemli. Bir kuru ekmekle doyar insan. Milyonları olup doymayanlar da var…

BU ÜLKENİN BİRİKİMİYİZ: Referandum kampanyasında farklı görüş beyan edenlerin ötekileştirilmesine itirazım var. Benim dedem Toroslar'dan göçebe bir yörük. Diğer dedem Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk öğretmenlerinden. Dedemin babası İstiklal Savaşı'nda savaşmış. Bizi bu topraklardan atamazlar.

MAĞDURİYET ALGISI: İşten çıkarılmam konusunda ‘danışıklı dövüş mü' diye yazanlar oldu. “Algı operasyonu, üst akılın işi, danışıklı dövüş” diye yazılması gerçekten üzüntü verici.

KAHRAMAN DEĞİLİM: Ben bir kahraman değilim. Ama hain de değilim. Kimse, sadece devletin sorduğu bir soruda, ‘a' ya da ‘b' şıkkını işaretledi diye, kimseyi yaftalayamaz. Biz ülkemizi konuşmak zorundayız. Bunu hayatları boyunca yapan, dokuz köyden kovulup, 10. köyden yazmaya çalışan meslek büyüklerim var, bedel ödemiş meslek büyüklerim var. Biz de geçtik bu kervandan. Yarına, umutla direnenler ve halkının yanında duranlar kalıyor…