Prof.Dr. Alper Çabuk

'Köy'ün devamı

4 Temmuz 2016 09:00
A
a
Sütiş Eskişehir
Yıllar evvel sadece birkaç hane dışında tamamen terk edilmiş Muğla’daki bir Ege köyünde dolaşırken, köyde kalan köylülerden birinin evine misafir olduk. Anadolu insanın gönül zenginliğiyle bizi misafir eden köylü teyze, bahçesinde kalan birkaç meyve ağacında kalan az sayıda olmuş meyveyi koparıp, ikram etti bizlere. Dertliydi, kendi çocukları da dahil, gençlerin tümü geçim kaygısıyla köyden şehre gitmişlerdi. Eşi amca da hayatını kaybedince, bir başına kalmıştı eski köy evinde. Köyde kalan diğer bir kaç hanede de durum çok farklı değildi.

Sorduk, “Sen neden burada böyle yokluk içinde, bir başına kaldın, gitsene şehre çocuklarının yanına, bakmıyorlar mı sana?” diye... Derin bir iç çekerek, yanıtladı...

“Yok oğlum, çocuklarım seve seve bakar bana. Ama ne yapayım, ben şehrin ekmeğine, havasına, suyuna alışamadım”.


Bu hafta sonu, tıpkı geçtiğimiz üç-dört hafta sonu gibi, Eskişehir- İzmir arası gide gele, yine Karaburun’da köyde, köy evimizdeyim. Bir aksilik olmazsa Bayramı burada, köyde geçireceğim. Gerçekten de, buranın havası, suyu, ekmeği şehirde yok. Köyde yapılan sohbetlerin, yenilen yemeklerin lezzeti de... Karaburun’daki köylerin önemli miktarında da, durum Muğla’daki köyden biraz hallice. Gençler şehre geçim derdine düşüp, gitmişler. Anlamak mümkün değil, burası Orta, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun toprakları gibi kıraç da değil. Bereket fışkırıyor topraklardan. Bakarsan yılda üç kere, farklı ürünler alabiliyorsun tarlalardan. Zeytinin, üzümün, küçükbaş hayvanların, denizin bereketi diğer tarafta... Emek verirsen tek başına yeterli bir ailenin geçimi için... Yok ama bırakıp, gitmiş gençler şehre. Geride kalan yaşlılar, ne yapsın, yeterince uğraşamıyor tarlalarla, zeytinlerle, bağla, hayvanlarla. Elde avuçta ne varsa satıyorlar şimdilerde şehirlilere. Giderek yoksullaşıyorlar... Kendi köylerinde giderek yabancılaşıyorlar...


İşletme Fakültemizden Rafet Yüncü hocayla birlikte, üç hafta önce gezdik köyleri bir bir. Köy kahvelerinde, köy meydanlarında köylülerle sohbet ettik. Hepsi dertli. Sanki dört gözle, çıkıp gelecek, onları terk edilmişlikten, çaresizlikten kurtaracak Hızır’ı bekliyor gibiler...

Rafet hoca üniversite dışı kaynaklı kırsal kalkınmayı destekleyecek bir proje önerisi hazırladı, verdi, geçen hafta içinde. Umarım, kabul edilir, can suyu olur bu köylere...

Önümüz bayram... “Nerede o eski bayramlar?” diyen, orta yaş ve altı gruba seslenmek istiyorum. Hadi bu bayram, bayramı şehirlerde, sahillerde geçirmek yerine, köyünde, köy orijinli değilsen bile, köylerdeki ev pansiyonlarında, evleri gibi yüreklerini de açan köylülerle geçirin. Hem o özlediğiniz o eski bayramların lezzetini alacaksınız, hem de sosyal yaşamımızın akıllı telefonlarda, televizyon ekranında ve alışveriş merkezlerinde sıkıştığı yalan dünyadan kurtulup, şehirlerde kaybettiğimiz zamanın bereketini yeniden bulacaksınız.

Herkese bayram tadında bir bayram dilerim.
Ercan Kardeşler Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi