Ahmet Ataç 15 02 2024

1 dakikalık sohbete 1 Milyon 250 bin TL

11 Aralık 2016 10:57
A
a
Sütiş Eskişehir
Bay Mesut Hoşcan’ın Eskişehirspor’u küme düşürdüğü yetmezmiş gibi, har vurup harman savurarak kulübü ne kadar zarara soktuğu yavaş yavaş ortaya çıkıyor…
Bir kez dahi forma giymeyen futbolcuların transfer edilmesi, yüksek transfer bedelleri, ödenmeyen transfer alacakları ve kulüp çalışanlarının maaşları…
TFF’den ve finans kuruluşlarından alınan yüksek miktardaki krediler…
Bunlar üst üste koyulduğunda Eskişehirspor Kulübün hala nasıl ayakta durabiliyor şaşırmamak mümkün değil…
  5 ay önce yeniden siyah-kırmızılı kulübün başkanı seçilen Halil Ünal, “kulübün içi boşaltılmış. Har vurulup harman savrulmuş. Kulübün hesabı bakkal dükkânı gibi tutulmuş v.s.” gibi sözler sarf ederek ağlamadı!
Kulübün kasası tam takır olmasına rağmen, Bay Hoşcan gibi üçüncü sınıf futbolcular değil, yıldızlardan kurulu, TFF 1. Liginde şampiyonluğa oynayan bir takım yarattı…
Transfer edilen futbolcular süper lig kulüplerinde top forma giymelerine rağmen, para-pul olmamasına rağmen Eskişehirspor’u tercih ettiler…
Neden?
Para-pul aşkı için değil…
Halil Ünal’a güvendikleri, inandıkları ve Anadolu’da ilk kez bir devrim yapmış büyük bir kulüp olduğu için…
TFF 1.Liginde yüksek transfer bedelleri, prim almadan formasına âşık oldukları Eskişehirspor’u şampiyon yapmaya geldiler…
Takımın başında bulunan Teknik Patron Alpay Özalan’ın aldığı paraya bakın…
Bu parayla bırakın şampiyonluğa oynayan TFF 1.Liginde, üçüncü ligde bile bir takım kimse çalıştırmaz…
Erkan Zengin, Semih Şentürk, Tarık Çamdal, Uğur Bekdemir, Hürriyet Göcer, Uğur İnceman, Ramazan Övüç, Bruno gibi kendisini ispatlamış futbolcular TFF 1.Liginde mücadele eden Siyah-Kırmızılı kulübü tercih etmişlerse, bu Halil Ünal gibi Türkiye’nin yakından tanıdığı, samimiyetine güvendiği bir başkanın olmasından dolayıdır…
Dün sevgili Ali İhsan Sarıçoban’ın yazısında okudum…
Bay mesut Hoşcan’ın küme düşmekte olan Eskişehirspor’un başına kurtarıcı olarak getirdiği Teknik Direktör Samet Aybaba, benimde bulunduğum bir basın toplantısında şunu ısrarla vurgulamıştı:
“Ben Eskişehirspor’a para için gelmedim. Başkanla baş başa görüşmemizde alacağım parayı 1 (bir) dakika konuştuk…”  
Maalesef Samet Aybaba Eskişehirspor’a çare olamadı…
Takımın küme düştüğü günün akşamı kimseye görünmeden apar topar Eskişehir’den ayrıldı…
O gün,”Başkan Hoşcan ile alacağım para konusunu bir dakika konuştuk. Benim için para önemli değil. El ele verelim Eskişehirspor’u ligde tutalım. Ben Eskişehirspor’u ligde tutmak için geldim” diyen Samet Hoca’nın da kulüpten 1 Milyon 125 bin TL alacağı varmış…
Demek ki Samet Hoca,”ben bu paraya gelirim”  bay Hoşcan’da,”tamam hocam” demiş…
Para meselesi bir dakika konuşulmuşsa, Samet Hoca’nın istediği rakama Bay Hoşcan da demek ki itiraz etmemiş…
Samet Aybaba, 2015-2016 futbol sezonunun Kasım ayının üçüncü haftasında Eskişehirspor’a geldi…
Yarım sezondan iki veya üç hafta önce başladı, sezon sonunda bıraktı…
Bu süre için Aybaba’ya verilen sözleşme bedeli 1 Milyon TL’den fazla…
O gün, Bay Hoşcan ile kulüpten alacağı para melesini bir dakika konuştuklarını söyleyen Samet Hoca,   1 Milyon 125 bin TL alacağı için TFF’ye başvurmuş…
İşte Bay Hoşcan’ın kulübün paralarını nasıl har vurup harman savurduğunun çok somut bir kanıtı…
Şampiyonluğa oynayan Eskişehirspor’u çalıştıran Alpay Özalan’ın alacağı para, küme düşüren Samet Hoca’nın alacağı paranın yarısı…
Ah Bay Hoşcan ahh!
Senin kıymetini bilememişiz (!)
 
 
 
 
 
*-*******
 
149 Nolu K-63 Halk Otobüsü
 
Dün gazeteye gelmek için otobüs durağında 10 dakika bekledim…
K-63’ün saati olmasına rağmen gecikince tramvaya binmek için hareketlendim…
Arkamı dönüp baktığımda 149 göğüs numaralı K-63’ün duraktan yeni hareket ettiğini gördüm…
Sürücüye durması için işaret ettim…
Durup durmamakta tereddüt etti…
Benim otobüse doğru hareketlendiğimi, hatta önüne geçtiğimi görünce durmak zorunda kaldı…
Otobüse binip “serbest” kartımı basınca sinirlenmiş olacak ki;
“Burası durak değil. Neden beni durmak zorunda bıraktın. Bu dolmuş değil” diye söylenmeye başladı…
“Şoför Bey ben durakta bekledim. Siz gecikince ayrıldım. Otobüs sesi duyup arkama baktığımda otobüsü gördüm. Durak ile size el işareti yaptığım yerin arası bir metre bile yok. Kalabalık bir cadde de değil. Trafiği de aksatmadım” diye cevap verdim…
Ben saatinde durağa çıkmışım…
Otobüs gelmesi saatten 5 dakika sonra durağa geliyor…
Sürücü gecikmeden dolayı haksız olduğunu kabul edeceğine, bana durağın 1 metre yakınında el kaldırıp binmek istediğime bozuluyor…
Buna “hem suçlu-hem güçlü” derler…
Büyükşehir Belediyesi Ulaştırma Daire Başkanı ve ESTRAM Yönetimine bu sürücü hakkında şikâyetçi olduğumu buradan belirtiyorum…
Müşterinin velinimet olduğunu bir kez daha hatırlatmalılar bu sürücüye…
Yolcu var ise, onlar var…
Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen,”para bulsam tüm halk otobüslerini kaldıracağım” dediğinde kendisine kızıyordum…
Bu tür olumsuzlukların sürekli arttığını gördükçe…
Gel de Yılmaz Büyükerşen’e hak verme…
Ercan Kardeşler Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi