Prof.Dr. Alper Çabuk

Aç mısın, açık mısın (devam)

Prof. Dr. Alper Çabuk yazdı

16 Mayıs 2016 09:00
A
a
Sütiş Eskişehir
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'nün FAO Avrupa ve Orta Asya Bölgesel Konferansı'nın 30'uncu oturumunun, Türkiye’nin ev sahipliğinde Antalya’da gerçekleştirildiğini geçen haftaki “Aç mısın, açık mısın” başlıklı yazımda da ifade etmiştim. Köşe sınırlı olunca ifade etmek istediklerimin bir kısmı da bu haftaya kaldı tabii. Geçen haftaki yazımda Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik’in konferanstaki konuşmasının bir kısmını aktarmıştım; konuşmanın geçen hafta aktarmadığım kısımlarında da önemli ifadeler var. Onları da bu hafta aktarayım istedim. Konuşmasında “gıdanın israf edilmeden ölçülü şekilde tüketilmesinin İslam'ın da ana öğretilerinden biri olduğunu, israf edilen gıdaların miktarına baktığınızda dünyada açlığın kolaylıkla yok edilebileceğini, Dünya nüfusunun artmasıyla birlikte gıdaya kolay ve ucuz yoldan erişimin sağlanmasının hükümetlerin öncelikli görevleri haline geldiğini aktaran Bakan Çelik, 2050 yılında 10 milyar olması öngörülen dünya nüfusu için tarımsal üretimin yüzde 60 artırılması gerektiğini ifade etti. Konuşmasında Çelik, dünyada tarıma elverişli arazilerin hızla yok edildiğini ve her yıl 12 milyon hektar arazinin tarım vasfını yitirdiğini, bunu durdurmak ve artan gıda ihtiyacını karşılamak için tarımsal üretimde verimliliğin artırılması gerektiğini belirtti. Bakan Çelik, Dünyada açlık çeken nüfusun oranının 1960'lı yıllarda yüzde 35 gibi yüksek bir düzeydeyken bugün yüzde 11'lere gerilediğini, oran olarak baktığımızda bunun önemli bir ilerleme olarak görülebileceğini, ne var ki günümüzde bir yanda 500 milyon insanın obez, diğer yanda 800 milyon insanın aç olduğunu, her yıl 1.3 milyar ton gıdanın da israf edildiğini söyledi. Bakan Çelik, 27'si Afrika’da olmak üzere 34 ülkenin halkını besleyecek yeterli gıdaya sahip olmadığını aktaran Çelik, böylesine çarpıcı tezatların yaşandığı dünyanın hiç kimse için güvenli bir dünya olmadığını, sürdürülebilir kalkınma hedefleri çerçevesinde 2030 yılına kadar dünyada açlığın ortadan kaldırılması hedefi belirlendiğini, ana misyonu açlık ve yoksullukla mücadele olan FAO  gibi uluslararası kuruluşlara bu hedefe ulaşmak için büyük görevler düştüğünü belirtti.
 
Bakan Çelik’in FAO’ya atfen konuşmasında belirttiği hususlar, FAO tarafından "Sosyal Koruma ve Tarım: Kırsal Yoksulluk Döngüsünü Kırmak" başlığıyla yayınladığı  "2015 Gıda ve Tarım Durumu Raporu”nda açıklanıyor. Raporda, nakit transferleri, okul beslenmesi ve toplum yararına çalışma gibi sosyal koruma programlarına vurgu yapılarak, "Bu program, uygulandığı fakir ülkelerde savunmasız insanların aşırı yoksulluk ve açlıktan kurtulması için ekonomik bir yol sunuyor. Sosyal koruma söz konusu insanların çocuklarının sağlık, eğitim ve yaşam şansını artırıyor" ifadeleri kullanılıyor.  Raporda sosyal korumanın açlığı ortadan kaldırmak için kritik bir araç olduğuna işaret edilirken, dünyanın en fakir kesimlerinin bundan yoksun olduğuna vurgu yapılıyor.  Sosyal koruma programlarından dünyada 2,1 milyar insanın yararlandığı belirtilen raporda, programların kırsalda yaşayan aşırı yoksul 150 milyon kişiyi yoksulluk ve açlık kısır döngüsünden çıkardığı ifade ediliyor. FAO'ya göre dünyanın en yoksul insanların üçte biri herhangi bir sosyal koruma altında bulunuyor. Raporda, sosyal koruma programları olmadan birçok yoksul ve savunmasız insanın yoksulluk tuzağından çıkamaz durumda olduğu belirtiliyor. Fakir ülkelerin bile çeşitli sosyal koruma programlarını karşılayabileceklerine dikkati çekilen raporda, "Sosyal koruma programlarıyla yılda 67 milyar dolarlık gelir takviyesi yapılması durumunda dünyada 2030 yılına kadar açlık ortadan kalkabilir" değerlendirmesine yer veriliyor ve söz konusu rakamın dünya gayrisafi milli hasılasının (GSMH) binde birinin altında olduğu vurgulanıyor. 
 
Bana göre doğru planlanmış tarımsal üretim ve kırsal kalkınmanın sağlamasına yönelik politikalar gezegenimizin en önemli çıkış yollarından biri... Ziraat mühendisliği ise bu yüzyılda en önemli mesleklerden biri.. FAO’nun raporda belirttiği, sosyal koruma programlarının kırsal kesimde artırılmasının ve bunların tarımsal büyüme politikalarıyla desteklenmesinin hepimizin geleceği açısından büyük önemi var. Açlık başka bir şeye benzemez, insanı yerinden yurdundan eder, göçe sürükler, savaşlara, teröre, suça neden olur, ülkeleri yoksulluk batağına, kaosa sürükler... Bugünün en önemli gündem maddeleri haline gelmiş mülteci sorunu, terör, savaşlar bir yandan da aslında küresel anlamda yoksulluk ve açlıktan besleniyor...
 
Ülkemizde yaşayan üç milyona yakın Suriyeli mülteci için de çıkış yolu bana göre burada başlıyor... Sosyal koruma programlarının sağlıklı şekilde yürütülebilmesini sağlayacak sosyal politikaların yanı sıra, bu kişilerin özellikle tarım sektöründe üretken hale gelmesini sağlayabilecek tarım politikalarının ve iktisadi araçların ortaya konması çözümün en önemli bileşenleri bence. Bir insana yaşayacağı bir yer verebilirsiniz, para verebilirsiniz, ancak onu üretken hale getirmedikçe onu sorunun bir parçası olmaktan çıkaramazsınız...
 
İşte bu arayışla başladık “MÜLTECİ-SIĞINMACI-GÖÇMEN-VATANSIZLAR İÇİN İSTİHDAM VE MEKÂNSAL SORUNLARIN ÇÖZÜMÜ AMACIYLA İDARİ YAPILANMA VE FİZİKSEL ALTYAPI MODELİ OLUŞTURULMASI PROJESİ”ne ve işte bu yüzden bu projenin ilk toplantısını geçen hafta sonu Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanlığı’nın ev sahipliğinde gerçekleştirdik.
 
Bu proje dünyayı daha yaşanabilir kılacak çözümlere gebe.
 
Benden söylemesi...
Ercan Kardeşler Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi