Alışmayalım

21 Ocak 2017 09:42
A
a
Sütiş Eskişehir
2017 yılı baya hareketli bir şekilde giriş yaptı. Lakin bu giriş Türk milleti açısından pek olumlu şeylerle gelmedi. Geçen yıllardaki sorunlar birikerek, büyüyerek sırtımıza yüklendi. Ben bu hafta bu yüklerin bazılarından bahsetmek istiyorum. Diyorum ki bu sorunları; ben kanıksamayacağım, bu sorunlarla yaşamaya alışmayacağım.
Peki nelere alışmayalım? Terörle yaşamaya, şehit haberlerine, memur ve işçilerin sosyal haklarındaki bozulmalara, döviz artışlarına, artan vergilere, işsizliğe, toplumumuzun aynası TBMM’ndeki olaylara, kavgalara, kadına şiddete, haksızlıklara, hukuksuzluğa alışmak istemiyorum.
Hepimizin bahsettiğimiz bu konulara alışmak istemediğimize adım gibi eminim. Fakat hayatımıza bu sorunlar öyle bir giriyor ki, bir müddet sonra bu sorunları kanıksıyoruz. Bu sorunları görmezden geliyoruz hatta alışıyoruz gibime geliyor. Bu yüzden elimizden geldiğince bu sorunlara alışmak yerine bu sorunları çözmek ve sorun olmaktan çıkarmamız gerekiyor. Bu konuda çuvaldızı biraz da kendimize batırmamız gerekiyor. Bu olayları canlı tutmanın, basının, bizlerin, her Türk vatandaşının en önemli görevleri arasında olduğunu düşünüyorum.
Bu alışmama alışkanlığı benim, mesleki olarak bir başka konuya daha değinmemi gerektiriyor. Bunu da burada belirtmek istiyorum. Benim, yaş itibariyle çocukluğum 70’li, gençliğim 80’li, olgunlaşma dönemlerim 90’lı ve 2000’li yıllar olduğu için, pek çok ekonomik yönden sorunların yaşandığı dönemleri yaşayarak, öğrendiklerimle birlikte pekiştirdim. Örneğin, 70’li yıllar yokluk dönemleriydi, o dönemlerde hayatımın büyük bir bölümünü kuyruklarda geçirdim. Kuyruklara alıştım.70’li yılların sonu 80’li yılların başında enflasyon canavarıyla tanıştım. Her gün zamlarla uyanıyorduk. Bu dönemde de ZAM‘lara alıştım. Daha sonra ekonomik krizlere alıştım. 1990 Körfez Krizi, Nisan 1994 krizi, 2001 Kara Çarşamba olarak da bilinen kriz, 2008 Ekonomik Krizi gibi krizlere alıştım.
Şimdilerde de bahsettiğim yukardaki yaşadığımız sorunlarla yaşamaya alışmak istemiyorum. Bilmem sizler alışmak istiyormusunuz? Lütfen bazı şeyleri iyi düşünelim. Örneğin, benim zamanımda siyasiler zam yaptıklarında tüm yazılı ve görsel basın halka bu şekilde manşetten bildirirdi. Ve çok büyük tepkiler alırdı. Grevler, lokavtlar, yürüyüşler yapılırdı. Ve sonuç olarak hükümetler de bu tepkilere cevap verirdi. Ama bakıyorum şimdi hükümet zamları sanki fiyatları düşürüyormuşçasına büyük bir coşkuyla, fiyat ayarlaması olarak lanse ediyor. Kimsenin sesi çıkmıyor. Hatta alkışlanıyor. Köprülere, benzine, mazota, gaza, elektriğe, ete, ekmeğe vb. ürünlere yapılan fiyat ayarlamalarının gerçek adı ZAM arkadaşlar ZAM. A dostlar, arkadaşlar, gençler, çalışanlar, yönetenler, yönetilenler bu en küçüğünden bir örnek. Bunun gibi daha ne örnekler verilebilir. Siz siz olun alışmayın. Terör olaylarına, hergün gelen Şehit haberlerine, TBMM’sindeki kavgalara, zamlara, kısacası, haksızlığa, hukuksuzluğa alışmayın.
Ben kararımı verdim. Kesinlikle alışmayacağım ama sizi bilemem. Karar sizlerin.
Ercan Kardeşler Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi