Bu sözler Cemal Okan Yüksel’e mi?

EVET-HAYIR propaganda sürecinde ne yazık ki çocuklar da işin içine dâhil oldu. Broşür, gazete dağıtan veya çeşitli etkinlik ve eylemlerde karşımıza çıkan çocuklara sıkça tanık olduk.
Geçtiğimiz gün Vekil Cemal Okan Yüksel de İsmail Küçükkaya’nın konuğu olarak FOX TV’deydi. Sohbetin bir yerinde 13 yaşındaki kızım bile okulda HAYIR çalışması yapıyor demiş.  Ben izlemedim ama izleyenlerden teyit aldım, bunu söylediğine dair.
Dün de Eskişehir BARO’su Çocuk Hakları Komisyonu’nun haberini gördüm gazetelerde. “Referanduma sayılı günlerin kaldığı günlerde çocukların siyasete alet edilmesini takip ettiklerini belirten Eskişehir Barosu Çocuk İzleme Komisyonu üyeleri  çocukların siyasete alet edilmesinin, çocuk istismarı olduğunu öne sürerek bu tutumdan vazgeçilmesini istediler. Komisyon açıklamasında; “Bırakın  çocuklarımız okullarına, parklara, sinemalara, tiyatrolara gitsin. Bırakın çocuklarımız siyaset için değil, spor yapmak için sahalara insin, oyunlarını oynasın. Bırakın çocuklarımız çocukluklarını yaşasınlar” diye seslendi.
Propaganda sürecinde EVET ya da HAYIR propagandası içinde çocukları çok kez gördük ve henüz oy kullanma yaşında bile olmayan çocukların bu işe karıştırılmasını ayıplamıştık. Ancak BARO’dan Cemal Okan Yüksel’in söylemlerinden sonra böyle bir açıklama gelmesi bizi düşündürdü
Acaba bu bir tesadüf mü? BARO’nun da bir parçası olan Avukat Cemal Okan Yüksel’in söylemleri üzerine denk mi düştü. Yoksa bilerek isteyerek, bu söylemler kast edilerek mi yapılan bir açıklamaydı tam olarak çözemedik.  
Biz bu işi beceremiyoruz
Bu iş siyasi değil, sistem değişikliği, partiler değil, düşünceler oylanıyor genel seçimle karıştırmayalım diye başladık sürece. Ardından okuyalım 18 maddeyi herkes bilsin, herkes ne olduğunu bilerek oy versin demeye başladık. Sonra beklendiği gibi iş yine çok keskin bir siyasi havaya büründü.
Ne yazık ki, bu siyaseti yapmamamız gereken her yerde yapıyoruz.
Evet, Hayır ayırt etmeksizin propagandanın sınırını, şeklini, haddini fazlaca aşıyoruz.
İbadethanelerde, okullarda, devlet kurumlarında olmaması, girmemesi gereken hemen her yerde EVET ve HAYIR üzerine çeşitli eylem ve söylemlerden bıkkınlık gelmiş durumda.
Kimse kusura bakmasın, kimse savunmasın, kimse başka emsallerle suçunu aklamaya çalışmasın lütfen.
Ekmekle HAYIR yazan da suçlu, camii içinde uzanarak EVET yazan da,
EVET çıkarsa Sizi İzmir’den denize dökeriz diyen Vekil de suçlu,
HAYIR diyenler FETÖ ile işbirliği içinde diyenler de,
EVET çıkmaz ise kaos çıkar, sıkıntı olur diyen de suçlu,
HAYIR çıkmaz ise İç Savaş’a gideriz diyen de,
Tüm bunlar olurken kendi düşüncesinin eylem ve söylemlerini görmeyip, karşı tarafa demediğini bırakmayanlar da suçlu.
Demem o ki beceremedik bu propaganda işini, elimize yüzümüze bulaştırdık. Kavga, ayrışma, küfre döndürdük el birliğiyle...
Şimdi çıkıp sandık demokrasidir, iradedir, özgürlüktür diye nutuklar atacağız.
Ezberlenmiş söylemler üzerinden, içi boş sözler edeceğiz falan ama hiçbir yararı olmayacak.
İyi ki kısa oldu bu süreç, yoksa bugünleri arayacaktık. Biraz daha uzasa kan gövdeyi götürecekti herhalde. Bıktık, usandık, bir an önce olsun bitsin de kurtulalım seviyesine geldik artık.