Cesur ve samimi

Son dönemin en popüler isimlerinden Engin Çakmak’ı ES TV’de ağırladık. Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri olan Çakmak’a, Murat Taşkın ile birlikte gündemdeki soruları yönelttik.
Programın üzerinden bir hafta geçti. Yazımı özellikle ‘geç’ yazmak istedim. Tüm etki ve tepkileri görmek istedim. İyi de yapmışım, bir hafta geçmesine rağmen hala çeşitli yollardan fikir belirtenler, yorum yapanlar var.
Bunlara sonra değinmek istiyorum.
Önce Çakmak’a ve performansına dair gözlemlerimi paylaşmak istiyorum.
Büyükşehir bürokrasisinin tepesindeki Çakmak’ı pek ‘bürokrat’ gibi görmedim.
Hali, tavırları, rahatlığı, konuşması, meseleleri ele alış biçimi klasik bürokrat görüntüsünden çok uzaktı.
Uzun yıllar üst düzey hâkimlik yapmasına rağmen ‘iletişimi’ de çok kuvvetli… Telefon görüşmelerinden bile rahatlıkla anlaşılıyor. Canlı yayın performansını pek çokları gibi ben de başarılı buldum.
Çakmak, konulara çok hâkim.
Cadde cadde, sokak sokak kenti ezberlemiş. Hangi kavşak nerede, lambaların, otoparkların yeri, nerede tümsek var, hangi ışıkta kaç saniye bekleniyor hepsine hâkim. Öyle üç beş konuya değil, belediyenin faaliyet alanındaki tüm konulara hâkim.
Doğrusunu söylemek gerekirse kenti, sorunları ve belediyeyi ‘şaşırtıcı’ derecede iyi biliyor. Sanki ‘çekirdekten’ yetişmiş ‘belediyeci’ gibi… Oysa daha bir buçuk yıl önce göreve geldi.
Programı izleyenler ya da ertesi gün gazetemizden haberi okuyanlar mutlaka fark etmiştir; Çakmak esprili biri. Programda ‘ciddi’ meseleler konuştuk ama bazı yerlerde öyle örnekler verdi ki kendimi tutamadım.
Çakmak’ın ‘cesareti’ de gözlerden kaçmamış. Başkalarının yanından geçemeyeceği ‘bıçak sırtı’ konular hakkında çok rahat görüş bildirdi. Sorularımıza mesleğinin de etkisiyle ‘net’ cevaplar verdi. Kem küm ettiğine şahit olmadık…
100 otobüs olayında ve yapımı durdurulan baraj konusunda da lafını esirgemedi! Gerektiğinde ‘isyan’ etmesini bildi. Konuların muhataplarına net ve sert mesajlar verdi. İstifa eden yardımcısı Suat Ader’i konuşurken de çok net konuştu. Durumu idare etmeye çalışmadı, yaşananları ‘kendi penceresinden’ hiç çekinmeden aktardı.    
En önemli yönü de samimi olması… Ulaşım, trafik sorununu konuşurken kendisinin de ara sıra tramvaya “itiş kakış” bindiğini söyledi. Bu cümlenin sonunda gülerek “Allah’tan tanımıyorlar” dedi.
Sorun yokmuş gibi davranmıyor. Akıllı Kavşak Projesi’ni, otopark meselesini anlatırken de içten görüşlerini paylaştı.
Çakmak’ı son derece ‘yapıcı’ gördüm. Sorunu değil çözümü, geçmişi değil geleceği konuşmayı seviyor. Ankara’da öyle olaylara şahit olmuş ki boş tartışmalardan dolayısıyla ‘vakit’ kaybetmekten hoşlanmıyor.
Az zamanda çok iş yapmasının altında da bu özelliği yatıyor bence.
Çakmak, gençlere ve düşünenlere önem veriyor. Bu nedenle ilk işi Proje Ofisi kurmak olmuş. Projeler çıkmaya başlamış. Kırsala yönelik umut veren şeyler planlıyor. Sarıcakaya’daki kekik üretimi bunlardan biri…
Hele HalkSüt projesini hayata geçirirse büyük bir iş başarmış olacak.
Gelen tepkilere baktığımda Çakmak’ın ‘ilgiyle ve dikkatle’ takip edildiğini gördüm. Bu takip hem vatandaşlar hem de ‘muhatapları’ yönünden… Muhatapları derken sadece AK Partili Meclis üyelerini değil “CHP ve Belediye” çevresini de kast ediyorum.
Çakmak’ın yakın gelecekte ‘siyasi’ dengeleri etkileyeceğini hatta değiştireceğini kestirmek için ‘danışman’ olmaya gerek yok. Büyükerşen’in ‘sağ kolu’ olan Çakmak, önümüzdeki günlerde gündemdeki yerini ve dolayısıyla ‘gizemini’ artıracak gibi duruyor.