Dün nasıl bir hava vardı?

Cihan Yıldırım yazdı

20 Şubat 2017 09:30
A
a
Sütiş Eskişehir
Camzade’nin karşısına Canzade, Teras Balık’ın yanına Çatı Balık, Venedik’in bitişiğine Roma Pastanesi, Trakya’nın az ötesine Anadolu Lokantası, Papağan’ın üstüne İguana Çibörek, Dublin’in sağına Edinburgh Pub, Hacı Baba’nın az berisine Hacı Ana Aile Çay Bahçesi, Mazlumlar’ın altına Zalımler Muhallebi, Paşa’nın dibine Er Gazinosu açmalık bi hava vardı!
 
Fotoğrafa bakınca…
CHP’li Gaye Usluer, AK Parti İl Başkanı Dündar Ünlü’yü ziyaret etti. Fotoğrafa bakınca şunları dedim:
  • Eskişehir güzel şehir be yaa
  • Gaye Usluer ‘hocalık’ yapmış
  • Büyükerşen de Ünlü’yü ziyaret etmişti
  • Ünlü rakiplerinden bile saygı görüyor
  • Evet çıkar, hayır çıkar ama iç savaş çıkmaz
  • Sosyal medyada yazılanlara bakıp umutsuz olma
  • Helal olsun Gaye Hoca’ya
  • Gaye Usluer ezber bozdu
  • Keşke AK Parti’liler de böyle ziyaretler yapsa
  • İyi şeyler de oluyor
 
Evet ve Hayır buluşmaları
  • Önce CHP’liler, sonra AK Partililer bir araya geldi
  • CHP’nin etkinliğine görev başında olanlar katıldı
  • AK Parti’nin buluşmasında ise ‘ilk günkü isimler’ bile vardı
  • CHP’nin patronu Büyükerşen oradaydı, AK Parti’nin patronu Nabi Hoca toplantıya katılmadı
  • Toplantılar iki partideki kadın yönetici eksikliğini gözler önüne serdi
  • Her iki etkinlikte de birbirinden zerre hazzetmeyen isimler bir araya geldi
  • Sadece fotoğraflara bakılıp karar verilecek olsa ‘Eskişehir’den evet çıkacak’ yorumu yapılırdı
  • Güçlü ve moralli olan CHP toplantı sonrasında güçsüz, sıkıntılı olan AK Parti ise etkinlik sonrası umutlu bir algı yarattı
 
No filmini izledim
Bugünlerde hayırcı cepheye ilham veren, CHP’lileri umutlandıran ve propaganda yöntemlerini değiştirmelerine neden olan No filmini izledim. Gaye Usluer, yaklaşık üç hafta önce önermişti. Ne anlatıyor diye merak eden olabilir. Film parası-pulu, tankı-topu, askeri-bürokratı, hakimi-savcısı, uçağı-helikopteri, gazeteleri-televizyonları olan değil ‘umudu olan ve umut veren’ kazanır diyor. Benim anladığım bu.
 
Sıkıntı var ama kimde?
Ali Engiz neden evet diyeceklerini sıraladı. Açıklamanın bir yerinde ‘tam bağımsız Türkiye için evet diyeceğiz’ geçiyor. Gazetede arkadaşlarla haberi konuşurken mevzu birden 6. Filo’ya, Deniz Gezmişlere, 68 Kuşağı’na, ABD’nin darbeleri desteklemesine, ODTÜ’ye hatta Melih Gökçek’e falan geldi. Bi ara ‘Yaşasın tam bağımsız Esnaf Sarayı’ diyen bile oldu. Sonuçta referandumu konuşamadan dağıldık! Sanırım Engiz’in açıklaması ‘halkla ilişkiler’, ‘doğru mesaj verme’ ve ‘kamuoyunu yönlendirme’ bakımından sıkıntılıydı. Ya da biz sıkıntılıyız, bilemedim şimdi…
 
Bakın!
Bir kaç gün önce kaldırımda yürüyen bir gencin başına pencere düştü. Ağır yaralanan genç kadın yaşam mücadelesi veriyor. Allah yardımcısı olsun, umarım aramıza tekrar döner. Albert Camus “Bir ülkeyi tanımak istiyorsanız, o ülkede insanların nasıl öldüğüne bakın” der. Bu şehirde insanların başına sıva düştü, ağaç düştü, tabela düştü… İhmal sonucu yaşanan bu ‘kazalar’ kimini öldürdü, kimini yaraladı. Lütfen biraz daha dikkatli olalım.
 
Kapı kapı meselesi
  • Kapı kapı gezip anlatacağız
  • Sokak sokak gezeceğiz
  • Cadde cadde haykıracağız
  • Ev ev bilmem ne yapacağız
Seçim öncesinin en klasik sloganıdır bunlar. Ama fakat lakin… Bana kalırsa artık pek etkili değil. Hatta itici, rahatsız edici, sıkıcı falan… Bu yöntemlerin ekmeğini Milli Görüşçüler 90’lı yıllarda yedi, bitirdi. İletişimin bu kadar geliştiği ortamda eve gelip ne anlatacaksın? Kapıdan ne söyleceksin? Samimiyet varsa zaten tv’den, twitter’dan da hissedilir.
 
Meydanı kime devredecek?
Türk Dünyası Vakfı, Sazova’ya yaptırdığı kültür merkezini AÜ’ye devrettti. Belki iyi oldu. Üniversite daha verimli kullanabilir. Ama kültür merkezini devreden Vakıf, meydanı ne yapacak? Nasıl yapacak, nasıl işletecek? Bu mevzu arada bir aklıma takılıyor.
Ercan Kardeşler Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi