Futbolun bittiği an…

Osman Cemoğlu yazdı

23 Şubat 2016 09:01
A
a
Sütiş Eskişehir
Ülkemizde yıllardır futbol adı altında tam bir ortaoyunu oynanıyor…
Futbolumuzu yönetenler değişiyor ancak, oynanan oyun hiç değişmiyor…
Biz bu oyunu defalarca gördük. 1970’li yıllarda Eskişehirspor’un o muhteşem kadrosunun elinden de 3 kez alınmıştı şampiyonluk…
Pazar akşamı ise rezaletin son perdesini izledik.
Adalet duygusu bu ülkede yerleşmediği sürece Galatasaray-Trabzonspor karşılaşmasındaki hakem faciasının benzerlerine daha çok tanık oluruz…  
*   *   *
Bir şeyin dedikodusunun yapılmasının, gerçekleşmesinden daha kötü olduğunu ifade eden güzel bir söz var: “Şüyuu vukuundan beter” diye…
Durum aynen böyle…
Maçların sonucunun sahalarda değil de,  kapalı kapılar ardında belirlendiği inancı giderek yaygınlaştı…
Anadolu Kulüplerinin adeta bir figüran olarak görüldüğü sistemde, anlayış değişmediği sürece, paranın egemen olduğu futbol dünyasında galip gelen emek, alın teri değil, her geçen gün futbolun içini boşaltan “endüstriyel futbol” kavramı olacaktır…
*   *   *
Şimdiki adıyla, Türkiye Süper Ligi 1959 yılında başladı. 1960’lı yıllarda Türkiye’nin nüfusu 30 milyon küsurdu.  O yıllarda çekilen kulüp fotoğraflarına bakın lütfen. Statların tamamen dolu ve boş yer olmadığı görülecektir…
1965-75 yılları arasında deplasmana giden taraftar sayımız 5 ile 10 bin arasında değişirdi. Şimdi 2 bin taraftar gidiyor diye adeta gurur duyar hale gelmedik mi?
Ya şimdi?
80 milyona yaklaşmış ülkemin o güzelim, modern, çağdaş,  35 binlik, 40 binlik, 50 binlik statları bomboş…
Üstüne üstlük, taraftarın en ufak tepkisine dahi pervasızca ceza keserek statları yasaklıyorsanız,  futbolu boş tribünler önünde oynatıyorsanız, yaptığınız o modern statların da fazlaca bir anlamı kalmıyor…
Kimse futbolumuz gelişiyor demesin…
Futbolun temaşa yönü, estetizmi, fair-play ruhu kalmadığı gibi etik değerleri de giderek yok oldu…
*   *   *
O yılların önemli isimleri “Abdi Parlakay’lar, Sebahattin Ladikli’ler, Mustafa Gerçeker’ler, Hilmi Ok’lar, Ertuğrul Dilek’ler, Doğan Babacan’lar” ve daha niceleri türlü eleştiriler almalarına rağmen günümüzdeki hakemlerden çok daha başarılı oldular…
En azından adalet kavramına, alın terine daha çok saygı duydular…
FIFA Kokartı takmak hakemlik kurumunun en yüksek aşaması olarak kabul edilir.  Ne kadar enteresan ki en büyük eyyamlar, en büyük hatalar “Cüneyt Çakır, Alper Ulusoy, Ali Palabıyık, Deniz Ateş Bitnel” gibi bu kokartı göğüslerinde taşıyanlarca yapılıyor…
*   *   *
Pazar günü sahnelenen “Deniz Ateş Bitnel” faciası geliyorum diyen tehlikenin bence son halkası oldu…
Adalet kavramı yalnızca siyasi arenada, insan haklarında değil futbolda da öldürüldü…
Trabzonsporlu “Salih Dursun”un Hakem “Bitnel”e gösterdiği kırmızı kart belki de bütün hakemlerin bu güne kadar gösterdiği kartların en anlamlı olanıydı…
 Ülkemizde oynanan “Futbolun bittiği an”olarak tarihe geçti…

Salih Dursun kırmızı kart
Ercan Kardeşler Kuyumculuk
1000
icon
Necdet Özkaranfil 23 Şubat 2016 11:00

Tarihe geçecek bir yorum ve fotoğraf.

0 0 Cevap Yaz
Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi