Geçmişten geleceğe fon

29 Ağustos 2016 09:00
A
a
Sütiş Eskişehir
Fon kavramı 1945’li yılarda ortaya atılmıştır. 1980’lerden sonra Özal zamanında aşırı kullanılan ve uygulamaları pek çok sıkıntılarla dolu olan fonlar, pek olumlu yönleriyle hatırlanmaz.
İsterseniz çok kısa olarak fonun ne olduğunu bir açıklayalım; Fon “Bir kanunla veya kanunun verdiği yetkiye dayanarak kurulmuş bulunan, belirli bir amacı gerçekleştirilmesi için ayrılan, gerektiğinde kullanılmak üzere genel bütçe içinde veya dışında bir hesapta hazır bulundurulan parasal kaynaklardır.”
Fon uygulamasına; bütçe prensiplerinin ekonomik ve mali esnekliğe imkan vermeyen bürokratik engel veya sınırlamalarından kurtulmak, uzun formalitelere gerek kalmadan ani kararlar almak gibi nedenlerle gidilmiştir.
Müdahaleci devlet anlayışı içinde önemli ve etkili ekonomik ve sosyal görevler yüklenen hükümetlerin bu görevlerini layıkıyla yerine getirmesinde engel teşkil eden klasik bütçe uygulaması karşısında, yeni ve değişik bir anlayışla başvurdukları yeni fon uygulaması daha kısa bir maziye sahiptir. Bütçe dışı fon olarak nitelenen bu yeni fon uygulaması klasik fon düzenlemesinden bir hayli farklıdır. Ekonomik ve sosyal hayata daha yakın, hatta bu hayatın değişik seviyelerde içinde bulunan günümüz devletlerinin bu fonksiyonlarını en iyi bir şekilde yerine getirebilmeleri için bir yandan klasik bütçe sistemi ve tekniğinden uzaklaşılarak çağdaş bütçe sistem ve teknikleri (performans ve program bütçeleri, telafi edici ve devri bütçe anlayışı) benimsenirken; bir yandan da hükümetleri daha esnek ve daha gerçekçi karar alıp uygulamaya sevk eden bütçe dışı fon uygulamalarına imkan verilmiştir.
Bu kısa açıklamalardan sonra, Türkiye yeni bir fon ile daha karşılaştı diyebiliriz.
Türkiye Varlık Fonu; bu fon kısaca özel hukuka tabi olan bir anonim şirket olarak kuruldu. Kendine ait gelirleri olan ki bu gelirler, bireysel emeklilik için toplanan gelirler, özelleştirmeden elde edilen gelirler (tabi özelleşecek bir şeyler kaldıysa), yurtiçi ve dışı tahvil ihracından elde edilecek gelirler, kamu kurumlarının ihtiyaç fazlası gelirlerinden oluşacak bir fon. Tabi fonun bazı avantajları da var. Örneğin, bu şirket, tamamen vergi muafiyetine sahip, kamu ihale kanunu dışında, sayıştay denetimine tabi olmayan fakat bağımsız denetçiler tanımına giren herkes tarafından denetlenecek olan bir fon. Bu tanımlamalardan ortaya çıkan ise bütçe dışında oluşturulacak olan bir fon olması. Yakın geçmişe kadar bütçe dışındaki fon uygulamalarını kapatmak için büyük çaba sarfettiğimiz bir dönemin sonunda tekrar bu tür uygulamalara geçmemizi anlamak mümkün değil gibi geliyor bana.
Peki bu yola niçin tekrar başvuruyoruz?
Hükümetin gelire ihtiyacı var. Fakat bunu vergileri yoluyla yapamıyor. Bir yerlerden gelir bulması lazım. Bu fon uygulamaları bir çözüm gibi görülüyor. Borçlanmaya gidebilir. Örneğin iç borçlanmaya gidebilir. Burada da kendi politikalarından, yani mali disiplinlerinden vazgeçmeleri gerekiyor. Bu yüzden hükümet fonu bir çıkış yolu olarak görüyor. Dış borçlanmaya da gitmek istemiyor. Borç yükünü arttırmak istemiyor. 
 Bu uygulamaya kısaca bir başka bakış açısıyla baktığımızda eleştirilecek çok yönü olmasına rağmen;
Bakanımızın açıklamalarına inanmak istiyoruz.
Bakanımız Ağbal "Zaman zaman bunu da söylüyorlar, diyorlar ki '1990'lı yıllarda çok kötü bir fon tecrübemiz var acaba ne olacak?' İyi de o 1990'lı yıllardaki fon uygulamalarının olduğu yerde bütçe disiplini yoktu, kamu mali raporlaması bu şekilde geniş değildi ve o zamanki fonlar bir kamu hizmetini yerine getirmek üzere kurulan fonlardı. Bugün uluslararası anlamda varlık fonları için söylediğimiz fonksiyonları yürüten fonlar değildi. Herhangi bir kamu hizmetini bizatihi yürütmek için orada kamu gelirlerini bir havuza alıyordu. Burada ise proje karşılığında, projeye karşılık göstermek suretiyle pasif durumda olan varlıkların aktif hale getirilmesi suretiyle bunların ekonomiye kazandırılması söz konusu. Varlık fonu ile ilgili yavaş yavaş profesyonel adımlar atmak suretiyle, uluslararası iyi uygulama örnekleriyle uyumlu mali hesap verebilirliği ve mali şeffaflığı hiçbir şekilde örtmeyen, tam tersine onu daha da kuvvetlendiren bir uygulama yapacağız” diyor ama… Biz de diyoruz ki; Bu fonun başarılı uygulanması, amacı doğrultusunda kullanılması ve çok ciddi bir denetim mekanizmasının kurulmuş olmasına bağlıdır. Bu düzenlemede bu haliyle denetimin sağlanmadığını görüyoruz. Mevcut haliyle tamamen iktidarın inisiyatifine bırakılıyor. Dolayısıyla bu fonlar, işsizlik fonunda olduğu gibi amaç dışında büyük ölçüde kullanılabilir. Böyle bir fon kurulacaksa çok ciddi bir denetim mekanizması şart. Profesyonel elemanların denetimine tabi olacaksa, siyasi muhalefet de bu işin içine eşit biçimde girecekse bu tür fonlar kurulabilir… ‘Biraz eskilerden, biraz yakın geçmişimizden ders almamız lazım’ diyorum.
Ercan Kardeşler Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi