Günay ne yapacak?

Prof. Dr. Emine Nur Günay…
Hemşerimiz olmasına rağmen adını 7 Haziran seçimleri öncesi duyduk. İlerleyen günlerde aslen Malıçlı olduğunu, babasının da vekillik yaptığını, Boğaziçi’nde ders verdiğini, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun ekonomi başdanışmanı olduğunu öğrendik.
7 Haziran’da AK Parti’nin üçüncü sıra adayıydı ama milletvekili seçilemedi. Bir açıklamasında “Eskişehir’e bir şekilde hizmet edeceğim. Vekil olarak, başdanışman olarak ya da hoca olarak” demişti.
1 Kasım’da tekrarlanan seçimde üçüncü sıradan aday gösterildi, milletvekili oldu.
Nabi Avcı, Harun Karacan ve Emine Nur Günay… AK Parti Eskişehir’deki ‘en güçlü kadrosunu’ kurmuştu. Üçü de etkin, üçü de iş bitirici, üçü de çaldıkları kapıdan eli boş dönmeyecek isimler…
Eskişehir’in geleceği adına hayli umutlandığımız bir kadroydu.
Ahmet Davutoğlu-Binali Yıldırım değişikliğiyle kadronun gücünün azalacağını düşündük. Emine Hoca’nın ‘kenara’ itileceği, gücünü kaybedeceği konuşuldu. Davutoğlu’nun arkasından konuşulanlara, Pelikan Dosyası’na bakınca bu tahminlere hak verdik.
O günlerde “Davutoğlu ekibi hızlıca tasfiye edileceğine göre Günay da ‘sade vekil’ olarak yoluna devam edecek” dedik.
Tüm beklentilerin aksine Günay, her geçen gün güçlendi. Basamakları birer ikişer çıktı. Her ay birbirinden kritik görevler üstlendi.
AK Parti Genel Merkez MKYK Üyesi, TBMM Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Üyesi, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Divan Kurul Üyesi, FETÖ/PDY Darbe Araştırma Komisyonu Üyesi, AK Parti Ekonomi Danışma Kurulu Üyesi…
Bildiğimiz kadarıyla üstlendiği görevler şimdilik bu kadar!
Bu görevler sadece ‘mesleki yeterlilikle’ açıklanamaz. Bana kalırsa Günay’ın ‘güvenilir’ olduğunu da gösteriyor.
Günay’a öncelikle ‘Allah yardımcınız olsun hocam’ diyorum. Sadece milletvekilliği yapıp onun yükü ve stresi altında ezilenler var. Sadece milletvekilliği yapıp ‘ABD Başkanı’ gibi hava basanlar var. Sadece milletvekilliği yaptığı halde seçim bölgesinin, partisinin yolunu unutanlar var.   
Günay, onca göreve rağmen mütevazılığını hiç yitirmedi. Çalışkanlığı ve enerjisi de takdir topluyor. Bu kadar yurt içi ve yurt dışı programa rağmen bırakın Eskişehir’i, ilçeleri bile ihmal etmiyor.
Bundan sonra ne olacak?
Günay’ın geleceği tek makam kaldı; o da bakanlık…
Öte yandan Günay’ın yeni görevlerinin Eskişehir’e yansımaları da var. Kaçınılmaz olarak kentteki özellikle de partideki dengeleri etkiliyor. Etkileme ne kelime ‘alt üst ediyor’ desek yeridir.
Nabi Hoca, büyük patron. Bunda kimsenin kuşkusu yok, olmaz da. Peki, Eskişehir’in ‘patronu’ kim olacak? Harun Karacan mı, Emine Nur Günay mı? 1 Kasım sonrası gündeme gelen bu sorunun cevabı biraz karışık ve riskli!
Karacan’a mesafeli duran bir grup partili tüm umudunu Günay’a bağlamış durumda. Günay’ın aldığı her yeni görev onları çok mutlu ediyor. Görev kendilerine verilmiş gibi seviniyorlar! Sosyal medyada Karacan’ın da göreceği şekilde ‘gösterişli’ kutlamalar yapıyorlar.
2019 planı yapanlar sosyal medya hesapları aracılığıyla niyetlerini ortaya döküyor.
Günay’ı ve gücünü ‘kullanıp’ Karacan’dan kurtulmaya çalışıyorlar! İki vekilin kavga etmelerini sabırsızlıkla bekliyorlar.
Eski alışkanlıklar işte…
Gerçi kaybedecek bir şeyi kalmadı ama yine de iktidar partisine zarar verecek bir yaklaşım. Bu ortamda Günay’ın nasıl bir tavır alacağı çok önemli. Yerel siyasete girecek mi, ne kadar müdahale edecek, kimlere destek olacak, taraf olacak mı?
Günay, kendisine yakın duran ‘şahin kanadı’ mı dinleyecek? Yoksa geçmişten ders alıp partiyi sıkıntıya sokmayacak adımlar mı atacak?
İktidar partisinin Eskişehir’deki ‘durumu ve geleceği’ biraz da Günay’ın yapacaklarına bağlı.
Not: Yazı biraz uzadı ama bu notu düşmesem eksik kalacak. İl Başkanı Dündar Ünlü’nün ‘tarafsız’ yönetim anlayışı olmasa Karacan ve Günay arasındaki ‘sıkıntıya’ dair çok çeşitli hikâyeler duyardık. Şimdilik bu kadar. Bu konu daha çok yazılıp çizilecek gibi duruyor.