Hoca kalpağı giydi…

30 Mayıs 2016 09:00
A
a
Sütiş Eskişehir
Kalpak, tarihsel olarak çeşitli Türk topluluklarında yaygın olarak kullanılmıştır. Zaten Türkçe bir isim olup; Türkiye'de, Kafkasya'da, İran'da, Rusya'da ve Orta Asya ülkelerinde kullanılır. Ve biz Cumhuriyet sevdalılarının, Mustafa Kemal neferlerinin aklına ilk Kuvayi Milliye gelir kapak dendiği an! Kuvayi Milliye de; Anadolu’nun emperyalist güçler tarafından ele geçirildiği,
Mondros Antlaşması ile ülkeye ağır koşulların dayatıldığı,
Osmanlı ordusunun silahlarının alınıp dağıtıldığı, her şeyin bitti sanıldığı günlerde, ulusun tepkisi olarak doğan bir halk direnişidir…
Şimdi gelelim Eskişehir’e!
Günlerden 28 Mayıs 2016 Cumartesi.
Yer Odunpazarı Kurşunlu Külliyesi’nin hemen karşısındaki
(Kurşunlu Cami sok. No:28) Beylerbeyi Konağı Çapa Kültür Merkezi. Oraya gidebilmek için de aracımı Rixos Otel’in yakınlarında zor zar bulabildiğim bir yere park edebildim. Otobüs, minibüs, midibüs, her ilimizin plakaları ile süslenmiş özel araçlardan yer bulmak olası değil. Mahşer yeri diye tanımlanan müthiş bir insan seli akıyor Odunpazarı sokaklarından. İnsanlar Eskişehir’e akın etmişler Türkiye’nin her bir ilinden inanın. Sevecen gözlerle bir orayı, bir burayı bir de özçekim yaparak kendilerini fotoğraflıyorlar…
Beylerbeyi Konağı Çapa Kültür Merkezi’nde de özel bir gün var. İzmirli Ressam (efelerin ressamı) diye anılan sanatçı dostum Mustafa Ali Kasap’ın “Yüreğimdeki Efeler” konseptli serginin açılışı var. Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’de açılışı onurlandıran isimler arasında. Yanında Kent Konseyi Başkanı Nuray Akçasoy ve Oğuzhan Özen de var. Hoca’nın saatine gelemeyeceğini tahmin edenler arasındayım ben de. İzmir Fuarı’ndaki Eskişehir standının açılışında kentimizin köşe yazarı ve medya mensupları arasında ben de var idim. Oradaki (İzmirlilerin) sevgi seline gözlerim, kulaklarım ve yüreğimle tanıklık edenlerdenim. Gideceği 50 metrelik değişik bir alana 25 dakika gecikmeli gitti. Bir başka örnek de Halk TV’nin çekimlerinden bize (ES TV) yarım saat gecikmeli gelebildi. Diyeceksiniz ki sözünü tutmaz mı Büyükerşen, önemsemez mi randevusunu! Olay sanıldığı gibi değil saygın okurlar. Lütfen inanın, binlerce insan fotoğraf çektirmek adına birbirleri ile sıraya giriyor. Ve bu karizmatik (büyülü) adam tek bir Allah kulunu kırmadan kim çekiştiriyorsa onun gurubu ile fotoğraf çektirmeden zerre yüksünmüyor, surat asmıyor…
Aynısının tekrarları resim sergisinin olacağı sokaktaydı işte. Hani dejavu dedikleri bu olsa gerek diye düşündüm o an. İzmir’de tanıklık ettiğim karelerin tıpa tıp aynısı burada da tekrar ediyordu. Yarım saat gecikmeli gelişi bile mucizeydi bu gerçekler ışığında işte…
Açılışta müze sahibi Niyazi Çapa’nın Büyükerşen’in boynuna Yörük Şalı bağlayıp kalpak takması anında fotoğraf çekmek isteyenler izdiham yarattı. Niyazi Çapa bu düşündüklerini söylemeden rahat etmez. Kalpağı giydirirken şu söylemde bulundu; “Sayın Hocam, 1071 yılında Alpaslan tarafından bir tarih yazıldı Anadolu topraklarında. Oğuz soyunun Kınık Boyu’ndan olan bir yiğit yazdı o destanı. 1299 yılında Osmanlı Devleti’ni kuran Osmangazi Han, Oğuz’un Kayıboyu soyundandı. 1923 yılında bir yiğit daha çıktı tarih sahnesin O da Oğuz’un Hocacık boyundan olan Mustafa Kemal Atatürk idi. Türk toplumu üç dirilişi böyle yaşadı. Ve kanımca Anadolu insanı dördüncü diriliş gününe gebe şu sıralar. Allah’ın izni ile bunu yapacak güç bu millette var…
Büyükerşen, kalpağı giydikten sonra, ressam Mustafa Ali Kasap’ın çizdiği Atatürk’ün efe kıyafetli portresini göstererek; “hiç kimselerin şüphesi olmasın buna” dediğinde kendisine hayranlıkla bakanlar insanlardan bir alkış tufanı geldi. İzmir gurubundan (otuz, otuz beş kişiydiler) biri avazı çıktığınca haykırdı gurubun arasından; “Hocam Ekmeleddin’e kadar seni Cumhurbaşkanlığına aday göstermeyenler utansınlar…”
Ankara gurubu da fotoğraf çekme yarışındayken içlerinden biri de şöyle dedi; “Hoca kalpağı giydi, hayr olsun inşallah…”
Karizma her insanda yoktur dostlarım.
Yaratan herkese nasıl ki ses güzelliği, beste –beste-yontu yapmak yeteneği vermez ise, şiir yazmak yeteneği vermez ise herkese karizma (büyüleyici özellik) de dağıtmaz. Kişinin gözlerinden, vücudundan karşı tarafa yayılan bir elektriktir etki gücüdür bu.  Birileri karizmatik olmak adına oyunculuğunu devreye soksa da at kulağına kelebek konmuşçasına sırıtır bazılarının üzerinde o karizma oyunu. Dediğim gibi bu Tanrısal bir ayrıcalıktır bazı kullara layık görülen. Mustafa Kemal ile gelmiş geçmiş tüm Cumhurbaşkanlarını karşılaştırdığınızda çok bariz biçimde Mustafa Kemal şavkı güneş gibi ortaya nasıl saçılıyor? İşte Eskişehir’den yurt bazına ışığı yayılan bu insan için de ona gösterilen sevgi seline tanıklık edenler bu farkı rahatlıkla ortaya koyabilirler…
Evet, ben de tanıklık ettim…
Hoca Kalpağı Giydi…
 
 
OZANCA
 
Mustafa Kemal
 
Mustafa Kemal'i gördüm düşümde,
Daha, diyordu.
Uğruna şehit olasım geldi hemen
Sabaha, diyordu.
Al bir kalpak giymişti al,
Al bir ata binmişti, al,
Zafer ırak mı dedim,
Aha, diyordu… Fazıl Hüsnü DAĞLARCA
Ercan Kardeşler Kuyumculuk
1000
icon
Ahmet Açık 1 Haziran 2016 12:03

Reklam söz konusu ise her türlü şapka giyilir.Gerekirse sosyal demokrat bile olunur.

0 0 Cevap Yaz
Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi