Karşılıksız sevgi üzerine

Tufan Çakır yazdı

2 Mayıs 2016 09:00
A
a
Sütiş Eskişehir
Bu haftaki yazım da; biraz güncel sorunlardan uzak, fakat toplumsal sorumluluğu fazla olan bir konudan bahsedeceğim.
Ben çocukluk olarak kendimi şanslı sayan bir dönem geçirdim diyebilirim. O zamanki evimiz bahçeli ve müstakil olduğu için evimizde, bahçemizde çok çeşitli evcil hayvanlar besledim. Ailemde müsaade ettiği için o canlarla birlikte büyüdüm.
Ama bakıyorum ki bugünün çocukları, apartmanlarda, doğadan uzakta, bu canlardan uzak, kent yaşamı içerisinde, beton duvarlar arasında, sevgiden uzak, sorumluluktan uzak, vicdanen katı bir ruh yapısıyla büyümekte ve bunun sonuçlarını da, toplumsal hayatımızda zaman zaman görmekteyiz.
Bu haftaki yazımın esas teması; Hayvan sevgisi ile yetişen nesillerin, çok daha sağlıklı bir ruh yapısına kavuşması, ailelerin mümkünse kendilerini düşünmeyerek, çocuklarının sağlığını düşünerek çocuklarının ev içerisinde veya müsait ise bahçelerinde evcil, herhangi bir hayvanı beslemelerine müsaade etmeleri.
Hayvan sevgisi, insandaki yardımlaşma, iyilikseverlik ve sevgi gibi duyguları geliştirir. İnsanların gelişiminde, hayvanların ve doğanın, özellikle de evcil hayvanların sanıldığından fazla olumlu etkileri vardır. Çocuklarımızın sosyalleşebilmeleri ve gelecekte iyi bir insan olabilmeleri için hayvan sevgisi aşılanması şarttır.
Hayvan sevgisi çocukların ruhsal gelişimine de büyük katkı sağlar. Küçük bir çocuğun bir hayvanın bakımına, beslenmesine yardımcı olması, onun mutlu olmasını istemesi başka bir canlının sorumluluğunu paylaşması kişisel gelişimine büyük destek sağlar.
Şöyle bir söz vardır ‘Hayvan sevmeyen insan sevemez‘ diye, aslında buradaki düşünce bir canlıdan karşılık beklemeden sadece sevgi alışverişinde bulunmaktır. Onun yemeğiyle, bakımıyla sadece iyiliğini düşünmek, karşılıksızca yapılan bir davranıştır.
Kedi veya köpeğe sarılmak, okşamak bizi rahatlatır, sakinleştirir. Kafesteki kanaryanın ötüşünü dinlemek, akvaryumdaki balıkları seyretmek bizi dinlendirir. Bu tür örnekleri daha da çoğaltmak mümkündür.
Unutmayalım; hayvan sevmek aslında doğayı sevmek demektir. Doğa sevgisi de yeşili ve hayvanları sevmekle başlar. Hayvan sevgisi olmayanın, başka sevgileri taşıması da pek olası değildir. Yani hayvan sevmeyen, insanları da kolay sevemez. Oysa toplumun sevgiye o kadar çok ihtiyacı var ki son günlerde. Dedikten sonra bütün bu sonuçların çocuklarımız tarafından da tadılması için, önce ailelere büyük bir sorumluluk düşecektir. Benim; evinde yeni bir canlı almaya niyetlenen ailelere ilk söylediğim şey, çocuklarınıza güvenerek o canların tüm sorumluluğunu çocuklarınıza bırakmamalısınız. Sizde en az çocuklarınıza yüklediğiniz sorumluluk kadar sorumluk almalısınız. Unutmayın o canlarında hastalığı, sorunları ve ihtiyaçları var. Bunlara yetemeyecekseniz, daha işin başında o canlıyı almayın. Hele hele aldıktan sonra sokaklara o hayvanları atmayın.
Bu konuda daha yazacak o kadar çok şey var ki belki ara ara bu konularda gene sizlerle dertleşiriz.
Bu arada da evlerimizdeki, yaşamlarımızdaki canlıların sorunlarında bize en büyük yardımcı olan veterinerlerimizin,  VETERİNER HEKİMLER GÜNÜ’ nüde kutlarız. İlk olarak 2008 yılında gündeme gelmiş ve Dünya Veteriner Hekimleri Birliği'nin (WVA) 2000 yılında, her nisan ayının son cumartesi gününü "Veteriner Hekimler Günü" olarak ilan etmesi ile kutlanmaya başlamıştır. Birçok sorunları olan bu meslek grubunun yaptığı bu kutsal görevleri için tekrar teşekkür ederiz.
Lütfen aileler! Evinize yeni bir canlı alacaksanız, önce iyi düşünün. Sonra, yukarıdaki faydaları da dikkate alarak, en iyi kararı verin. Gene bu konuda sizi en iyi yönlendirecek olan kişilerin veterinerler olduğunu unutmayın.
Ercan Kardeşler Kuyumculuk
1000
icon
Tufan Çakır 5 Mayıs 2016 00:03

Sevinç Hn Güzel yorumunuz ve iyi dilekleriniz için teşekkür ederim.

0 0 Cevap Yaz
N,SEVİNÇ BUDAKOĞLU 2 Mayıs 2016 16:31

Tufancığım yazını okudum çok hoşuma gitti ,tam bana hitabeden türden ,benim küçücük bir bahçem var tabi ki evimiz de müstakil eski Milas evi ,bir kümesimiz var içinde tavuklar ,bahçede çiçekler ,tabii ki çiçekler zarar vermesin diye tavuklarımızın yanında bir erkek bir de dişi beyaz tavşanımız var ,bir tane de Zeytin adında siyah köpeğimiz var. Ben hergün işten eve gidince önce onları seviyorum ,onlar zaten benim sesimi duyunca telin kenarına gelip acaba ne verecek diye bakıyorlar ,Zeytimiz kıskanıyor o hemen başlıyor üzerime atlamaya ,arkasından çiçekler derken eve daha sonra girebiliyorum.İnanın ki tüm iş stresimi bahçede bırakıp evin içine dinlenmiş bir halde giriyorum. Ben hayvanlar diyen insanlara kızıyorum ,çünkü onlar çok anlayışlı ve insanlardan daha sadıklar ,zaten önce hayvanları sevmen lazım ki insanları sevmeyi o zaman öğrenirsin .Tufancığım ben biraz konuşmayı çok seven birisi olduğum için fazla uzattım galiba yazmaya devam et elbette seni anlayanlar çıkacaktır ,iyi günler

0 3 Cevap Yaz
Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi