Manzara

Referandum kampanyaları başlamak üzere…
AK Parti ve CHP’lilerin şu ana kadar olan çalışmalarına göz atmak istiyorum.
CHP’den başlayalım…
Milletvekilleri Gaye Usluer ve Utku Çakırözer sahaya ilk inenlerden… Gündemlerinde referandum var. Ziyaret yapıyorlar, açıklamaları var, sosyal medyayı etkin bir şekilde kullanıyorlar.
CHP’li vekiller çabalarıyla ‘kararsızları’ etkiliyor mu, yapıp ettiklerinin faydası var mı? Bunu bilmemiz elbette pek mümkün değil. Ama Usluer ve Çakırözer için “var güçleriyle ‘hayır’ için çalışıyorlar” diyebiliriz.
CHP’nin diğer vekili Cemal Okan Yüksel, sessizliğini koruyor!
Yüksel ‘durup durup gol atarım’ diyor herhalde. Evet, siyaset cesaret ister, hitabet ister, zekâ ister ama en az bunlar kadar halka dokunmayı da gerektirir. Yüksel arada bir ‘tabanını coşturan’ açıklamalarla yetinmemeli.
Yüksek siyasetin de halkla yapıldığını unutmamalı Yüksel.
CHP cephesindeki en önemli gelişmelerden biri de ‘Hayır buluşması’ oldu. Uzun zamandır bir araya gelmekte zorlanan vekiller, başkanlar ve örgütün toplantı yapmasını da kayıtlara geçmek lazım.
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’un ‘hayır’ için mesaisini de unutmamak gerekir. İl ve ilçe örgütleri ise şu ana kadar kayda değer bir çalışma yapmadı.
AK Parti cephesinde neler oluyor?
İktidar partisi yavaş yavaş harekete geçiyor ama ‘evet’ için argüman bulmakta zorlanıyor gibi. Şu ana kadar Genel Merkez’den gönderilen materyallerin paylaşımı yapıldı. Evet’çilerin hazırlık aşamasında olduğunu duyuyoruz.
Kritik süreçte hata yapmak istemiyorlar. Kampanyaya derli toplu bir başlangıç isteniyor. Bu nedenle kılı kırk yararak hareket ediliyor.
AK Parti’de milletvekilleri henüz sahaya inmedi. İl Başkanı Dündar Ünlü’nün bir iki ziyareti ve sosyal medya paylaşımı oldu.
Evet cephesinde aktif olanlar daha çok ilçe başkanları. Volkan Doğan ve İbrahim Yılmaz Kaynarca sahaya inmiş durumda. Kapı kapı gezmeye başladılar. Doğan ve Kaynarca toplantılarda ne anlatıyor, bilmiyoruz.
Ancak şunu çok iyi biliyoruz; evet’çiler eskiyi bırakmalı! Geçmişten örnekler vererek kimseyi ikna edemezler. Demirel’li, Özal’lı örneklere kimsenin ‘evet’ diyeceğini sanmıyorum.
Hele hele Zülfü Livaneli’nin yıllar önceki yazısını çıkarıp dolaşıma sokmanın hiç ama hiç faydası olmaz.
Yine ‘hayır diyenlere bakın oyunuzu ona göre verin’ cümlesi de ciddiyetten uzaktır. Evet’çiler yeni sistemi anlatmalı. Neden sorusuna ikna edici cevaplar vermeli.
Değişikliğin Erdoğan için yapılmadığını iddia ediyorlar. O zaman bunu tane tane anlatmalılar. Bugüne kadar seçimleri Erdoğan kazandı ama bu kez durum farklı. Erdoğan deyip kenara çekilemezler. Aksi takdirde ‘tek adamlık’ eleştirilerini haklı çıkarırlar.
AK Parti’nin en zorlanacağı şehirlerden birisi Eskişehir denebilir. CHP’li belediyeler, sosyal demokrat yapı ve gençler iktidar partisini zorlayacak. Ama buradaki MHP potansiyelini de unutmamak gerekir. Sonuçta bir vekillik tabanı var MHP’nin.
Her iki taraf da birbirlerine ‘PKK/HDP’ suçlaması yapmaktan vazgeçmeli. Terör odaklarının yapamadığını partilerimiz yapmamalı!
Yine her iki tarafın da ‘rapor alıp’ tatile göndermesi gereken isimleri var. Kararsızları biraz da onların tavırları belirleyecek. Hayır için çırpınırken evete, evet için kendinden geçerken hayıra hizmet edecek kişiler var. İşte onları mümkünse iki ay uzak tutmalı bu işlerden.
Kampanyalar öncesi manzarayı aşağı yukarı böyle görüyorum.