Ne olacak onu söyleyin

Sulama kanalı geçtiğimiz günlerde bir can daha aldı. 11 yaşındaki Mustafa Enes’ti ölen. Mustafa Enes’in ölümü ilk değildi ama son olması için uğraşıyoruz. Herkes uğraşmıyor! Kimileri 11 yaşındaki çocuğun sulama kanalında ölümünü ‘doğal’ bulup hayatına devam ediyor. Neyse ki vicdanlı birileri var, onlar çözüm arıyor. Olayın taraflarından DSİ ve Sulama Birliği’nden şimdilik ses çıkmıyor. Büyükşehir Belediyesi’nin kanalların üzerinin kapatılmasına karşı olduğunu biliyoruz. DSİ ve Sulama Birliği ne düşünüyor, onu bilmiyoruz. Çok mu zor bir araya gelmek! Üç beş toplantı yapıp bir çözüm üretmek. Bir yol haritası çıkarmak imkânsız mı? Bir ölüm daha canımızı yakmadan bu konuyu çözmeliyiz.
 
Unakıtan’ın ardından…
Kemal Unakıtan’ın ardından Eskişehir’deki hiçbir CHP’linin başsağlığı dilememesi dikkatimi çekti. Belki gözümden kaçmış olabilir ama iki üç gündür aradım taradım tek satır bulamadım. Doğrusu çok yadırgadım. Mesai arkadaşlarının iki cümle etmemesi nezaketsizlik gibi geldi bana. Günahıyla sevabıyla adam öldü gitti. Ardından bir ‘Allah rahmet eylesin’ demek çok mu zor!
 
Sinan Özeçoğlu başlattı
Kentimizin başarılı iş adamlarından Sinan Özeçoğlu, geçen yıl Eskişehir Basket’e el attı. Maddi ve manevi fedakarlıklar yaptı. Hedefi sadece takımı Süper Lig’e çıkarmak değil. Basketbolu sevdirmek, gençleri kötü alışkanlıklardan korumak, sporun yaygınlaşması gibi amaçları da vardı. Kısa sürede hayli yol aldı. En güzeli de örnek oldu. Başka iş adamlarımız da spora yöneldi. Takım kuranlar var, mevcut takımları destekleyenler var. Sporun diğer branşları da gündeme gelmeye başladı. Özeçoğlu’nun baskete olan ilgisi ve desteği sporu, sporcuyu gündeme getirdi. Adeta kartopu etkisi yarattı. İşin buralara geleceğini belki Özeçoğlu da beklemiyordu ama sonuçta geldiğimiz nokta çok iyi. Hafta sonu pek çok spor etkinliği oluyor. Futbol, basketbol, hentbol… Seç, beğen, git… 
 
 Ronaldinho Tepebaşı’nı alabilir mi!
AK Parti’nin belediye başkan aday adayları üzerine üç yazı yazdım. Tepebaşı için ismi geçenleri sıralarken AK Parti’nin işinin zorluğuna da dikkat çektim. Çok yorum geldi. AK Partili bir arkadaşım “Tepebaşı’na Ronaldinho’yu koysak alamayız” dedi. Bir diğer yorumda da “Hasan Kalın’ı da yaz bi kenara. Abisi Ethem Kalın Ankara’da ‘derinden’ uğraşıyor. Hasan da Odunpazarı’nı düşünüyor” dendi. Başka ilginç yorumlar da var yeri geldikçe yazarım…
 
Vakıflar ne yapmaya çalışıyor
Hafta içi haberimiz oldu. Daha öncede Odunpazarı Belediyesi’ne akıl almaz bir şekilde köşeye sıkıştırmaya çalışan Vakıflar, son olarak belediyeden spor tesisini yıkmasını istiyor. Söz konusu tesisler Gökmeydan’da… Her yaştan binlerce insanın kullandığı tesisleri ‘yık’ demek nasıl bir mantık, anlamak mümkün değil. Nedeni ne olursa olsun kabul edilemez bir davranış. Külliye saçmalığını unutmadan şimdi de spor tesisi meselesi… AK Parti’den bir yetkili de çıkıp Vakıflar’a “Aga sen ne yapıyorsun, başka işin gücün yok mu, git başımızdan” demiyor.
 
Kurt, çarpı işaretini seçmen
böyle bir politikayı hak etmiyor
İktidar partisi Odunpazarı’nda Kazım Kurt’a muhalefet ediyor. İlk andan itibaren muhalefet var. En doğal hakları, kimse bi şey diyemez. İsteyen, istediğine istediği biçimde muhalefet eder. Ama fakat lakin ve veya ya da… Bazen o muhalefet ‘sıkıntı’ veriyor, şık olmuyor. Geçenlerde moloz sorununa dikkat çekmek istedi Odunpazarı teşkilatı. Olay yerinde bir açıklama yapıldı. Buraya kadar her şey tamam ama katılımcıların elindeki bazı pankartlar kentimizdeki siyaset seviyesinin altındaydı. Kurt’un fotoğrafının üzerine kırmızıyla çarpı işareti koymak bana göre yanlış oldu. Eskişehir, Eskişehirli seçmen bunu hak etmiyor. Böylesi günlerde bu tür gerilimlere hiç gerek yok. Fotoğrafının üzerine çarpı atılacak kadar ne yapmış Kazım Kurt? Velev ki molozu kaldırmamış olsun! Demokrasi Nöbeti tutan Kurt, bunu hak etmiyor. Çocuğu yaşındaki insanların ‘Kazım’ diye etmesi ya da aşırı sahte hesapların sosyal medyadaki saçma sapan işlerine şimdilik değinmiyorum.
 
Kırmızı 4’te son durum

• Şehir içi ulaşım sorunu ara sıra gündeme geliyor.
• Son olarak üniversite öğrencilerinin İki Eylül Yerleşkesi’ne gitmek için kullandığı Kırmızı 4 numaralı otobüs ile gündeme geldi.
• Onlarca öğrenciyi otobüse binmeye çalışırken gösteren fotoğraf için ‘Kırmızı Dert’ manşetini attık.
•  AK Parti İl Başkanı Dündar Ünlü, “Yetki verdik, sorunun çözülmesini bekliyoruz” dedi.
• Ünlü’ye cevap veren CHP’li mevkidaşı Sinan Özkar, “Büyükerşen otobüs almalıyız dediği zaman altı ay direndiniz. Sizin yüzünüzden geç kaldık” minvalinde konuştu.
• Özkar’a cevap veren olmadı… Tartışma böyle noktalanmış gibi görünüyor.
• Sonuç derseniz “Tartışma CHP’nin 1-0 üstünlüğüyle bitti” derim. 

 
Baro seçimlerine dair…

• Eskiden büyük bir mücadeleye şahit olurduk
• Sağcılar, solcular günler öncesinden çalışmalara başlardı
• Sadece avukatlar değil ‘başkaları’ da heyecanla sonucu beklerdi
• Sadece önde gelen avukatlar değil ‘başkaları’ da sonuca etki etmeye çalışırdı
• Her iki tarafta da birden çok aday çıkar, hatırlı kişiler tek aday için uğraşırdı
• Bazı ittifak söylentileri camiayı hareketlendirirdi
• Ziyaretler yapılır, telefonlar edilir, mesajlar yayınlanırdı
• Eskiden böyleydi Baro seçimleri…

 
Altan’ın röportajları
Editörümüz Altan Evgin, bir fırsatını bulup röportajlar yapıyor. Henüz okuma fırsatı bulamayanlar için biraz bahsedeyim.

• Kıyıda köşede kalmış ama mutlaka okunması gereken hikâyeler buluyor
• Sıcak, son derece samimi konukları oluyor
• Nostaljik konularla bizi yıllar öncesine götürüyor
• Röportajı okuduğunuzda mini bir tatil yapmış gibi oluyorsunuz
• Girişimcilere özel bir önem veriyor
• Başarı hikâyelerini duyurmayı seviyor
• Günlük kaygılardan, sorunlardan bilinçli olarak uzak duruyor
• İşte bu nedenlerden dolayı Altan’ın röportajları bir solukta ve keyifle okunuyor.

 
Nezarette intihar!
Salı günü İstikbal’in manşetiydi. FETÖ zanlısı bir astsubayın nezaretin tuvaletinde temizlik ilacı içerek canına kıydığı haber veriliyordu. İddia böyle… Şayet doğruysa bu bir skandaldır. Bir zanlının polis gözetiminde intihar etmesi kabul edilemez. Emniyet cevap verdi mi bilmiyorum ama bu intihar mutlaka soruşturulmalı. İhmali olanlar, bu ölüme yol açanlar gerekli cezayı almalı.