Ödül mü, ceza mı?

27 Mayıs 2016 09:00
A
a
Sütiş Eskişehir
Ak Parti olağanüstü kongreyle birlikte ciddi bir değişiklik yaptı. Siyasette pek rastlamadığımız kadar acil bir hızla Başbakan ve kabine değişikliğini gerçekleştirdi.

Bu değişiklikte Eskişehir’in odaklandığı 2 detay vardı. Kongrede Emine Nur Günay’ın MKYK’ya girmesi ve Bakan Avcı’nın Bakanlık akıbetinin devam ediyor olmasıyla yakından ilgilendik.

Şu aralar “Zaten bekliyorduk, kendisine de bu yakışırdı, bizim için sürpriz olmadı” diyen çok olsa da, Günay’ın MKYK’ya girmesi pek çok partili için sürpriz oldu.

Bir başka sürpriz ise Nabi Avcı’nın yola Milli Eğitim değil Kültür ve Turizm Bakanı olarak devam ediyor olması. Nereden baktığınıza bağlı olarak bunu ödül olarak da, ceza da olarak değerlendirebilirsiniz. Ama değişikliğin sürpriz olduğunu düşünen sayısı epey fazla gibi görünüyor.

Ben bütçe, uygulama, yatırım, etki bakımından bakıldığında Milli Eğitim’in daha güçlü bir Bakanlık olduğu, dışarıdan bakıldığında Kültür Bakanlığı’na geçişin ceza olarak görülebileceği ama açıyı değiştirdiğimiz zaman, Avcı ve Eskişehir için de bu değişikliğin ödül olabileceği kanaatindeyim.

Malumunuz Milli Eğitim son 5,6 yıldır büyük bir tartışma ortamında deyim yerindeyse can çekişiyor. Bazı sendikaların etkisi, atamalar, atanamayanlar, imam hatipler, dershaneler, özelleşmeler, 4+4+4 ve yansımaları ile son aylarda hemen her yerden patlak veren taciz ve şiddet vakaları Milli Eğitim’de radikal bir revizyon olması gerektiğini düşündürüyordu.  Bu anlamda Avcı’nın da çok yıprandığını ve değişikliğin ona da iyi geleceğini düşünüyorum.

Çünkü siyaset ile Nabi Avcı’nın naif yapısı birbirine pek oturmuyor, görev gereği siyaset yapmak zorunda kalan Avcı da bazen bu yapıdan ödün vermek zorunda kalıyordu. Milli Eğitim gibi siyasi baskının çok olduğu bir ortamdan nispeten daha az siyasi tavır ve baskı olan Kültür ve Turizm Bakanlığı’na geçmeyi Nabi Hoca da sevinerek karşılamıştır herhalde.

Öte yandan Avcı’nın ‘eğitim’ misyonu olmasına rağmen ‘kültür’ adına daha faydalı olabileceği kanaatindeyim. Türk Dünyası Kültür Başkenti olan bir şehirde Kültür Bakanı olması değil olmaması daha çok yadırganmalı. Bu vesile ile başta Kızılinler termal sağlık turizmi konusu olmak üzere TDKB sürecinin de devamı ve sık sık dile gelen ‘Turizm şehri Eskişehir’ vurgusunu güçlendirmek için bu değişiklik isabet diye düşünüyorum.
Aslında tüm bunlar düşünceden ziyade birer temenni ve bardağın dolu tarafından bakma çabası, biliyorum. Ve umuyorum ki; bir gün temennilerden ötesini, gerçekleşen hayalleri yazma ve yapanlara teşekkür etme imkânını buluruz.
 
Bir Habersin Cihan Yıldırım
Cihan Yıldırım ile uzun süreden bu yana tanışıyoruz. ES GROUP bünyesinde çalışmaya başladığı süreçten bu yana da daha sık, daha omuz omuza, daha yakın bir ilişkimiz olduğunu belirtmeliyim.  Şahsına münhasır ve bazı karakteristik özellikleri belirgin bir isim Yıldırım. Dünya görüşlerimiz, sosyal alışkanlıklarımız, çevrelerimiz birbiriyle çok zıt olmasına rağmen, birbiriyle bu kadar ortak karara imza attığım da ender isimlerden birisi. En büyük özelliklerinden biri de güçlü hafızası ve hikaye, anı biriktirme alışkanlığı. Çok yerde unuttuklarımızı o detayıyla hatırlıyor ve yeri geldiğinde hatırlatıyor. Sonunda bunları herkesle paylaşmak için güzel bir yol tercih etti ve “Bir Habersin Sen” isimli bir solukta okunacak günce, hatıra türü ilk kitabını tüm kitapseverlerin beğenisine sundu. Kitap sadece meslektaşlarımız değil, Eskişehir ile ilgili herkesin hatırlayacağı ve tebessüm edeceği hikâyelerden güzel bir harman olmuş. 1 Haziran’dan itibaren hepiniz okuyabilin diye de, başta Adalar İnsancıl olmak üzere tüm kitapçılardan temin edebileceksiniz.  Muhakkak okuyun, saklayın ve ara sıra tekrar göz atın diyeceğim ‘Bir Habersin Sen’ ile çıktığı yolculukta, Yıldırım’a başarılar ve devamını bekliyoruz demek istedim. Zira iyi şeyler övgüyü hak ediyor, kıskançlığı değil…
Ercan Kardeşler Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi