Şeyler

Cihan Yıldırım yazdı

25 Mart 2017 09:30
A
a
Sütiş Eskişehir
Tedavi süreci devam eden Soner’i almak için hastaneye gittim. Eşi Hülya da ordaymış. Soner ile gazeteye dönerken Hülya’yı tesislere bıraktık.
Bir abimizin çay teklifini kırmadık, içeri girdik.
Denizli Hoca oradaydı.
Futbolcular yemekteydi.
Tarık Çamdal’a doğum günü pastası kesildi.
Futbolcu ve teknik kadronun keyfi yerindeydi.
Bir iki çay, kahve derken yaklaşık bir saat geçirdim tesislerde.
Bu süre içinde ‘ister istemez’ bazı telefon görüşmelerine şahit oldum.
Duyduklarımı yazıp yazmama konusunda tereddüt ettim. Duyduklarım kulübün ‘iç işleri’ miydi? İnanmakta zorluk çektiğim şeyler, aile içinde kalması gereken konuşmalar mıydı?
Ne yapmam gerektiğini saatlerce düşündüm.
Bir yandan da orada çırpınan bir avuç insana yardım etmek istedim. Seslerini duyurmak istedim.
Sonunda yazmaya karar verdim.
Öncelikle şunu ifade edeyim; her şeye rağmen duyduklarıma, şahit olduklarıma şaşırdım. Tamam, Eskişehirspor’un maddi açıdan zor durumda olduğunu biliyordum. Yöneticilerin ‘kötü durumdayız’ sözlerinin boşuna söylenmediğini bilen biriyim.
Ama yine de durumun bu kadar ‘sıkıntılı’ olduğunu tahmin edemezdim.
Eskişehirspor, gerçekten zor durumda.
Var olma mücadelesi veren Eskişehirspor’un yardıma ihtiyacı var.
Futbolla, rakiple, sistemle, hocayla, topçuyla uğraşması gereken adamların ekmek, salça, makarna aradığına şahit oldum.
Koca koca adamların eldeki listeyle iki büklüm sağa sola telefon açtıklarını gördüm.
Sebze, meyve, tavuk…
Et, içecek, peynir…
Aranan şeyler bunlar…
Olmayan şeyler bunlar…
Koskoca kulübün ihtiyacı olan şeyler bunlar.
Binlerce ‘seveni’ olan, büyük bir camiaya sahip takımın yöneticilerinin bulmaya çalıştığı şeyler bunlar.
Her gün ama her gün aranan şeyler bunlar.
Son anda, son dakikada bulunan şeyler.
Kapıdan giren yöneticiye ‘merhaba, günaydın’ demeden eline tutuşturulan şeyler bunlar.
Korku filmi izler gibi izliyorum olanı biteni, konuşmaları… Başta Halil Ünal olmak üzere bir avuç inanmış insanın mücadelesine saygı duymakla beraber kendimi hayli öfkelenmiş hissediyorum.
Eskişehirspor diye yeri göğü inletip reklamını yapanlar geliyor aklıma daha çok öfkeleniyorum.
Bu böyle gitmez, gitmemeli.
Önce bu insanlara sonra kulübe yardım eli uzatılmalı. Milyon dolarlar değil ihtiyacımız olan. İlk etapta ekmek, su, salça gibi temel ihtiyaç maddelerini karşılayalım.
Sıraya koyalım gerekirse. Ekmek işini fırıncılar halletsin. Her gün biri ekmek göndersin. Sebze, meyveyi ilgili oda çözsün. Et ihtiyacını bu işi yapan firmalar halletsin.
Ne yaparsak yapalım ama şu işi çözelim.
Yazıktır, günahtır, ayıptır…
Ercan Kardeşler Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi