Sorma ver vergileri

Yaşam içerisinde öyle vergiler var ki; malın fiyatı sıfır olsa bile vergi yüzünden malın fiyatı hiç ucuzlamıyor. Petrol fiyatlarında olduğu gibi.

Bugün dünya piyasalarında petrolün varil başına fiyatı, 2008 yılında 147 dolardan bu gün 30 dolara düşmesine rağmen benzin, mazot, LPG fiyatlarındaki bu düşüş, biz tüketicilere yansımıyor.

Neden düşmüyor hiç düşündünüz mü?

Sebebini ben söyleyeyim. Sorma VER vergisi dediğim vergiler yüzünden. Yani eski adıyla MAKTU vergiler yüzünden.

Akaryakıt şirketleri Türkiye’de benzini bedava verseler bile, yüksek vergiler nedeniyle sürücüler, istasyonlardan benzin için %65, motorin için ise %58 oranında vergiyi ödeyerek satın alabiliyorlar.

Örneğin 2015 Kasım ayı petrol fiyatlarının vergisiz tutarlarına bir bakalım.

Motorin 1.56 TL Benzin (95 oktan) 1.51TL

2015 Kasım ayı satış fiyatları ise;

Motorin 3.72TL   Benzin (95 Oktan) 4.35 TL

Neden Kasım 2015 fiyatlarını aldık. Çünkü “Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu” EPDK’nın en son raporu 2015 Kasımına aitte ondan. Biraz eski tarihli olsa da, bize bir ışık tutar umarım.

Aradaki fark ödediğimiz fakat soramadığımız Sorma Ver Vergileri ve komisyonlar.

Bu petrolü düşük gelirliler de tüketiyor, zenginlerde. Aynı vergi oranlarında vergilendiriliyoruz.

Bu nasıl adalet bunu bana açıklayacak bir merci var mı?

Buna dur diyecek bir hükümet var mı?

Kesinlikle hayır.

Çünkü bu kalemden sağlanan geliri tolere edecek bir başka gelir kaynağını hükümet bulamıyor.

Oysa istese, maliyeti belli olan motorin ve benzini, komisyonlarla birlikte litresini çok rahat 1.65 TL ve 1.60 TL den satabilir.

Ama bizi yönetenler bu vergi gelirinden vazgeçemiyor.

Yalnız petrol ürünlerinde mi, bu Sorma Ver Vergileri var. Hayır

Sigarada, içkide, otomobillerde de durum aynı.

Sigarda ortalama %78-79,  İçkide Ortalama % 57-58,  100 TL‘lik telefon faturalarında ortalama %30 vergi ödüyoruz.

Her gün kullandığımız otomobillerimizi alırken ödediğimiz tutarın ne kadarının vergi olduğunu biliyor muyuz? Temel olarak bir otomobil satın alırken 3 tür vergi ile muhatap oluyoruz. Bunlar özel tüketim vergisi, katma değer vergisi ve yine otomobili alırken peşin olarak ödediğimiz motorlu taşıtlar vergisi.

Aşağıdaki tabloda üç araç için vergi yüklerine baktığımızda;

Görüldüğü üzere, sıfır km araç alımında vergi yükü 1,6cc ve altı bir binek araç için %71 iken bu oran motor hacmi yüksek lüks araçlar için %189 gibi çok daha yüksek olabilmektedir.

Cari açık yarasına en iyi merhem olarak görülen ve ülke bütçesine en büyük katkıyı sağlayan kalemlerden olan otomobil vergileri Türkiye’de %18 KDV + ÖTV olarak tanımlı. KDV sabit kalırken, ÖTV’nin yüzdesi araç tipi ve motor hacmi ayrımına göre değişiyor. Bunların dışında yılda iki kez ödenen MTV ( Motorlu Taşıtlar Vergisi ) de satın alım sonrası eklenen bir diğer vergi türü.

Araç vergisi, 2002’den 2014’e kadar 12 yılda ortalama %86.3 artmış durumda. 100.000 TL’lik sıfır km bir aracın fiyatı, artan vergi ve diğer masraflarla 289.000 TL’ye kadar çıkabiliyor.

Türkiye en yüksek taşıt vergisi uygulamasına sahip ülkeler arasında ilk sıralarda yer alıyor. Araçların anahtar teslim fiyatları, fabrika çıkış fiyatı üzerine eklenen vergiler sonucu tavan yapıyor.

Tabi yukarıdaki tüm ortalama vergi oranları,

MATBU vergiler, KDV ve diğer vergilerden oluşturularak ortalama olarak hesaplanmıştır. Bu tür vergiler sabit veya sabit oranlı dediğimiz, gelir dağılımını bozan vergilerdir. Onun için ben bu vergilere “sorma ver vergileri” diyorum.

Sonuç olarak biz tüketicilerin cebinden bu mal ve hizmetleri kullandığımızda, bu vergileri ödemek zorunda kalıyoruz.

Adaletli olmamasına, bizim alım güçlerimizi düşürmesine ve bizi daha da fazla fakirleştirmesine rağmen; kimseye soramadığımız Sorma Ver Vergilerini de ödüyoruz.

Bizden söylemesi sizlerden ödemesi diyorum.