Tek adam

Herhangi bir partiye üye olan ya da sorumluluğu bulunan kimseden ne beklenir?
Öncelikle partisine ‘zarar vermemesi’ beklenir.
Daha pek çok şey de beklenir ama ilk istenen hal ve hareketleriyle olumsuz katkı yapmamasıdır.
Partisini iyi temsil etmesi, siyasi oluşuma katkı vermesi, partisini sevdirmesi, partisine yeni insanlar kazandırması da beklenir.
Böyle bir liste yapılsa yeni yeni maddeler eklenebilir. Mesele çok geniş ve detaylı şekilde ele alınabilir. Bugün kendimce en önemli bulduğum ‘kısmını’ yazmak ve örneklemek istiyorum.
Bence kişinin bağlı bulunduğu partiye ‘zarar vermemesi’ çok önemlidir. Hele hele belediye başkanlığı ya da milletvekilliği gibi bir sorumluluk almışsa bu durum daha önem kazanır.
Örneğin belediye başkanı seçilen kişinin ilk ve en önemli icraatı partisine zarar vermemesi olmalıdır.
Partiye hizmetin de ön şartıdır.
Öte yandan belki de partiye katkı sunmanın ‘en zor’ ayağıdır.
Hizmet edersin, proje üretirsin… Bütçenin el verdiği ölçüde bir şeyler yaparsın. İyi kötü bunları herkes yapabilir.
Sanırım buraya kadar anlattıklarımı biraz somutlaştırmam lazım.
CHP, Eskişehir’de beş belediye kazandı.
Üçü merkezde, doğal olarak gözler daha fazla üzerinde.
Büyükşehir, Odunpazarı ve Tepebaşı…
Büyükerşen, Kazım Kurt ve Ahmet Ataç…
Üçü de hizmet ediyor, elinden geleni yapmaya çalışıyor. Elbette takdir milletin…
Zaten bu yazı “kim ne yapıyor, hangisi iyi çalışıyor” diye yazılmadı. Bugünlük öyle bir derdim yok. Tamamen ‘parti ya da CHP’ açısından bakacağım.
Partiye kim ne yapıyor?
Hangi başkanın ne yaptığını yazmayacağım. Meseleye biraz tersten bakalım mı?
Son yıllarda herkesin önünde yaşanan tartışmalara baktığımızda Kazım Kurt’u ayrı bir yere koymamız gerektiğini düşünüyorum.
Kurt, parti içi tartışmalara pek girmiyor.
Ulu orta girmiyor…
Elbette politika yapıyor, görüşleri var, istediği kişiler, hazzetmediği kimseler var.
Kızdığı şeyler de vardır…
Hedefleri de olabilir…
 
Ama fakat lakin…
Hiçbir zaman partisini zor durumda bırakmadı.
Şartlar ne olursa olsun partisini zor durumda bırakacak şeyler söylemedi, CHP’yi küçük düşürecek adımlar atmadı.
Ortalık alev alev yanarken ‘buz gibi’ kalmayı başardı. Kavga etmesi için uğraşanlara inat barıştan yana oldu.
Merkezinde olduğu hiçbir ‘skandal’ yaşanmadı.
Adı şu veya bu şekilde parti içi tartışmalarda geçmedi. Kamuoyuna hep ‘kızılcık şerbeti içtik’ dedi.
CHP’lileri bıktıran hiçbir gerginliğin tarafı olmadı.
Kurt, bu yönüyle ‘tek adam’dır.