Toprak utanır oldu, peki ya sen?

Şinasi Kula yazdı

12 Şubat 2016 08:42
A
a
Sütiş Eskişehir
Kazım Kurt Seçim 2024 DT haber içi
9 Şubat’ta 9 can daha verdik toprağa.
İstemeye isteme de olsa aldı toprak onları.
Bağrına bastı şehitlerin dokuzunu da.
İstemeyerek ve utanarak!
Toprak utanır oldu gencecik bedenleri
sarmalamaktan, ecelsiz ölenleri yutmaktan.
“Çözüm süreci başladı, anaların gözyaşları
dindi. Onlar konuşur biz yaparız” demiştin.
Çözümün sende olduğunu söylemiştin.
“Çare benim” demiştin.
Peki, ne yaptın Allah için söyler misin?
9 Şubat’ta 9 can daha verdik toprağa.
Hani bitecekti bu gözyaşları, bu kan.
Hani kısa bir zaman içerisinde gelecekti barış.
Hani artık ağlamayacaktı analar.
Anadolu ağlayan ana ile dolu olmayacaktı.
Oysa dokuz canı daha sarmaladı toprak.
Toprak utanır oldu, peki ya sen?
                          ***
Atatürk ve Cumhuriyet kavramları ile
başlardın seçim söylemlerine daima.
“Atatürk’ün partisiyiz” diyerek oy isterdin.
Böyle bildik biz de seni, böyle inandık.
Ama Atatürk’ü göremez olduk aranızda.
“Yeni” kelimesi ile süslediğiniz yeni
bir anlayışın içinde bulamaz olduk.
Popülist politikalar sonunda, Cumhuriyet
ideolojisinden çok uzak insanlardan
medet uman yaklaşımınla, Atatürksüz
bir partinin çatısı altında üşüdük naçarca.
Biçare vaziyetlerde savrulduk sağa sola.
Umutsuzluklar içinde bırakıldık.
Dayatmalardan incindik, yorulduk.
Ekmeleddin, tekmelettin değerlerimizi.
Kötünün iyisine dönüştün giderek.
Oysa umudumuzdun sen bir zamanlar...
Yitip giden her canımızla yanıyoruz.
Toprağa karışıp gidiyor umutlarımız her an.
Bir Ulus makûs talihine ağlıyor bak da gör!
Ve sen Atatürk’ün posterini arıyorsun hala!
Toprak utanır oldu, peki ya sen?
                            ***
İş adamı, iş kadını, holding sahibi!
Orta direk, küçük esnaf, sanayici!
Kazanmak için beynini yorman hakkın.
Kaygılanman, önlemler alman hakkın.
Ekmek verdiğin insanların maaşları var.
Yatırımlarının sürekliliği ve bağlantılar var.
Hesap var kitap var buhran var.
Peki şunu hiç sorguladın mı kardeşim?
Vatan diye bir değerin olmadı dünyada,
bağımsızlığını yitirmiş bir devlette,
BOP’lanarak üçe bölünmüş bir teşekkülde
Bu devranın böyle gideceğini mi sanıyorsun?
Ha babam, de babam hem de!
Kazandığın paraların da o dönemde sana asla
faydasının olmayacağını düşündün mü hiç?
Düşünmedinse şimdi şu örneğime bak.
Suriyeli iş adamı iç savaştan kaçarken,
fabrikasını, malını mülkünü ne yaptı?
Hangisini yanında götürebildi başka ülkeye?
Kaçırdığı parasının yüzü suyu hürmetine dahi
onu başka ülkelerde adam yerine konmuyorlar.
İtilip kakılıyorlar, çelme takılıyorlar.
Ülkesindeki itibarın zerresini bulamıyorlar.
Bu örnek bile yetmez mi ürpermene?
Yani paran dahi olsa sadece vatanında geçerli!
Bir de şöyle düşün.
Dün ecelsiz ölen o dokuz kişiden birisi
De ki senin maral gözlü oğlun.
Öpmelere kıyamadığın torunun ya da…
Onu ellerinle toprağa sen koyuyorsun farz et.
Toprak utanır oldu, peki ya sen?
                                ***
Her koyun kendi bacağından asılır.
Bana dokunmayan yılan bin yaşasın.
Ben çorbama bakarım abi.
Ana bir bacı iki…
Elin derdi beni mi gerdi.
Taksim’den aşşa, Kasımpaşa.
Böyle gelmiş böyle gider.
Bunlar senin kanıksadığın atasözleri.
Senin yaşam biçimi ve hatta baş tacı
ettiğin değerlerindir ey halkım!
Sen köşe dönmeciliği, sen kolaycılığı
sen sadaka kültürünü içselleştirirken.
Emeksiz yemeği hak sayarken!
Dinden koparılıp dincilikle kandırılırken!
Bak birer birer kesiliyor fidanlarımız.
Yemyeşil dalı ve taze yaprakları ile hem.
Sekizer dokuzar toprağa sarmalanıyorlar.
Toprak utanır oldu, peki ya sen?
                           ***
Ey onurlu, namuslu insanlar.
Vatansever, bağımsızlık düşkünü canlar.
Yaşasın tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti
şiarını baş tacı etmiş sadakatli yurtseverler.
Toprak utanır oldu, peki ya siz?
 
SİZİN AVAZINIZ
 
Bilecik Devlet Hastanesi’nden kim duyar?
 
Bu iletiyi ve fotoğrafı paylaşan benim değer verdiğim komşumdur. Hani ‘adı bende saklı kalsın’ diye söze başlanır ya, aynen öyle de yapacağım. İsmini teşhir etmeyeceğim. Kendisine tüm kalbimle şifa dilediğim değerli kardeşimin iletisi şöyle;
Bilecik Devlet Hastanesi’nde sabah kahvaltısı görüntüleridir bu. Tereyağı yerine maalesef TEREMYAĞ isimli margarini yemek zorunda bırakılıyoruz. Hani margarin sağlığa zararlıydı?
Acaba bu güzide kurum mu bizi kandırıyor yoksa tedarikçi mi?
Bakalım bu soruyu Bilecik Devlet Hastanesi’nden kim duyacak ve yanıtlayacak?
Ercan Kardeşler Kuyumculuk
1000
icon
Ergün Özmen 12 Şubat 2016 10:34

Margarin olayını yazdığınız için hastalar adına teşekkür ederiz. Sorun margarin gibi gözükse de gerçek sorun haksız kazanç sağlamayı önlemektir. Teşekkürler Hocam. Yüreğinize, kaleminize sağlık.

0 3 Cevap Yaz
Necdet 12 Şubat 2016 09:55

Bende utanıyorum bu duyarsız milletten!

0 3 Cevap Yaz
Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi