Türkiye’deki halkın ödeyeceği cezalar belirlendi

Yazının başlığına bakarak hemen karar vermeyin. Bu cezalar tüm cezaları kapsamıyor. Toplumun siyasi olarak, ahlaki olarak, sosyal olarak, ekonomik olarak, psikolojik olarak, sosyolojik olarak, ödenen veya ödenecek olan cezaları kapsamıyor. Çünkü bunları şu anda çok acı bir şekilde ödüyoruz zaten.
Bu bağlamda hemen hangi cezalardan bahsettiğimi belirteyim.
Tabi bir maliye hocası olarak gene parasal cezalardan biraz bahsetmek istiyorum.
Geçen haftalarda 2016 yılı bütçesi TBMM’nde görüşüldü ve 2016 yılında halkın ne kadar para cezaları ile cezalandırılacağı bütçe ile belirlendi. Büt­çe ge­rek­çe­le­ri­ne gö­re, önü­müz­de­ki yıl dev­le­tin tah­sil et­me­yi he­def­le­di­ği pa­ra ce­za­sı top­lam­da yüz­de 9.2 ar­ta­rak, vatandaşa ağırlığı vergi ve trafik olmak üzere 8.7 milyar TL ceza kesilecek.
İsterseniz biraz daha bu konuyu yorumlamaya çalışalım.
Bilindiği gibi yürütme organı olan hükümet devlet bütçesini hazırlar ve daha sonrada uygulamaya çalışır. Buradaki rakkaslar genel olarak tahmini rakamlardır. Daha sonrada hükümet bu tahmini rakamları gerçekleştirmek içinde çaba sarf eder.
Bu genel bilgiden sonra gelelim para cezalarına, ne hikmetse
Hükümet önce, bütçe ile bizim ne kadar para cezası ödeyeceğimizi tahmin ediyor sonra da bu tahmini rakamları gerçekleştirmek için elinden gelen imkanları da kullanarak cezaları kesiyor. Çünkü tahmin ile gerçekleşen rakamlar ne kadar yakın ise o bütçe o kadar gerçekçi oluyor.
Peki bunu nasıl gerçekleştiriyor?
Uygulamada bazen görüyoruz ki yılın başlarında arabamızı her zaman park ettiğimiz yerde ceza yemez iken yılın sonlarına doğru aynı yere park ettiğiniz durumlarda trafik cezalarının yazıldığını görürsünüz. Bu maliyedeki denetimlerde de gözlenir yılın sonlarına doğru veya belli zaman aralıklarında, denetimlerin aşırı arttığı görülür. Bu denetimler rutin ve hakikaten kanunlara karşı kesilen cezalar ise diyeceğimiz bir şey yoktur. Ama eğer bütçedeki tahmini para cezası olarak belirlenen gelirlere ulaşmak için ise bu biraz düşündürücüdür.
Tabi şimdi bunları sorarsanız, yetkililer bunu kesinlikle kabul etmeyecektir. Ama birde yaşanmışlıklar vardır. Araba sürücülerine, sahiplerine bir soralım, çarşıdaki esnafa Ahmet efendiye, doktor Mehmet’e, avukat, müteahhit Ali Efendiye soralım.
Yani kısaca siz okuyucularımıza bir soralım bakalım kim haklı?
Çok bilinen bir söz ile bitirelim. Hadi pamuk eller cebe…