Vergi haftamız kutlu olsun

Tufan Çakır yazdı

29 Şubat 2016 09:00
A
a
Sütiş Eskişehir
Bir maliye hocası olarak bu hafta vergi ile ilgili bir şeyler yazmayı düşündüm.
Toplumun tüm kesimlerinde vergi bilincinin geliştirilmesi ve vergiyi gönüllü olarak ödeme alışkanlığının arttırılması amacıyla her yıl Şubat ayının son haftası Vergi Haftası olarak kutlanmaktadır.
Bu hafta süresince çeşitli kurum ve kuruluşlarda vergi vermenin bir gereklilik olduğu, bu gerekliliğin yasalarla da sabit hale getirildiği, vergi vermemenin ülkeyi, dolayısı ile vatandaşları zarar sokacağı anlatılarak, vatandaşlarda vergi verme bilinci oluşturulmaya çalışılır.

Vergi vermeyi zarar olarak görmemek gerekir. Aksine, vergi vermek kendimize, geleceğimize ve vatanımıza yatırım yapmak demektir.
Bir devletin kalkınabilmesi için vergi çok önemli bir araçtır. Bu nedenle öncelikle tüm halkta vergi verme bilinci oluşturulmalıdır. Vergi devletin en önemli ekonomik kaynaklarından biridir ve devletin çatısı altında yaşayan tüm vatandaşlardan alınır. Vergi vermek her vatandaşın görevidir ve bu görev titizlikle yerine getirilmelidir. Çünkü toplanan vergiler ortadan kalkacak ya da azalacak olursa vatandaşa verilen hizmetler de azalacaktır. Vergiler halkın refahını sağlayan hastane, yol, su gibi hizmetler olarak halka geri dönmektedir.
Dedikten sonra, birazda çuvaldızı kendimize batıralım. Evet vergi ödemek vatandaşlık görevimiz, vergi verme bilincimizin gelişmesi geleceğimizin garantisi ama vergi adil, herkesin ödeme gücüne göre alınan, haksızlığa yol açmayan, etkin olarak kullanılan ve vatandaşa tekrar mal ve hizmet olarak dönen bir sistem olması gerekir.
Bu konuda biz vatandaşlar, işverenler, çalışanlar, vergiyi toplayan kamu dahil herkes şikayetçidir. Bunuda burada belirtelim.
Peki ne yapalım? Çözüm ne?
Herkesin ödeyebileceği kadar verginin alındığı, verginin adil olduğu, vergi kaçırmanın en aza indirgendiği, vergi cezalarının uygulandığı bir sistemin olması gerekir. Çünkü bir tarafta; devlet için gelir olan vergi, diğer tarafta; ödeyenler için gider olan vergi. Bu yüzden keşke bu söylediklerimizin uygulanabilirliği çok kolay olsa.
Bu hoş olmayan konuyu iki fıkra ile tebessüm ederek bitirelim.
Bizim Türk vatandaş uluslararası ekonomi toplantısına katılır... Devletin topladığı vergi dağılımını tartışırlar... Konuşmacılardan biri Amerikalı, biri Avrupalı, biri de Türk. Ortaya bir fikir atılır... Halktan toplanan vergiler nasıl dağılım yapılacak. Amerikan vatandaşı söz alır:
-Bizim Amerika’da önce yere bir çizgi çizeriz ve sonra topladığımız vergileri havaya atarız... Çizginin soluna düşen paraları halka hizmet olarak geri veririz, sağ tarafta kalan devlete kalır, yatırım yaparız...
Derken Avrupalı söz alır ve:
- Bizim Avrupa’da başka ama ona benzer bir uygulama yaparız... Önce yere bir daire çizeriz... Halktan toplanan vergileri havaya atarız. Dairenin dışında kalan halka hizmet olarak geri döner, dairenin içine düşenleri devlet harcamalarına kullanırız...
Sıra bizim Türk’e gelir ve başlar anlatmaya:
-Evet güzel anlattınız da. Keşke bizde sizin çirkefliklerinizi değil de bu çalışkanlığınızı alsak... İnanın bizim öyle bir uygulamamız yok... Bizde daha kısa oluyor... Bi kere öyle yere çizgi çizmeyiz... Bizde hükümet halktan toplar vergileri... Atar havaya. Yere düşenleri kendilerine harcama yaparlar... Havaya kalanlar halka hizmet olarak geri döner...
MÜKELLEF OLAMAK
Adamı, vergi dairesine çağırmışlar. Yanında bütün defterlerini ve hesaplarını da getirmesini istemişler.
Adam korku içinde, mali danışmanına gitmiş.
Sormuş:
- Vergi dairesine giderken nasıl giyineyim? Ne tür bir izlenim bırakırsam, bana daha az vergi cezası keserler?
Mali danışman öğüt vermiş:
- En eski elbiselerini giy. Yoksul, muhtaç bir görüntü ver ki, sana az ceza kessinler.
Adam güvenemeyip, bir de avukatına danışmış.
Avukat, mali müşavirin tam tersi bir öğüt vermiş:
- En yeni, en pahalı elbiseni giy. Güvenli, kendinden emin bir görüntü ver ki, az ceza kessinler vergiciler.
Adamı bu öğütler tatmin etmemiş. Aklına güvendiği, maliyeci bir arkadaşına aynı soruyu sormuş. Bu akıllı arkadaş bir hikaye anlatmış. Şöyle demiş:
- Bir gelin, zifaf gecesi ne giymesi gerektiğini bir arkadaşına sorar. O da, gırtlağa kadar kapalı, koyu renk bir gecelik giymesini tavsiye eder. Bir başka arkadaşı ise, dekolte, şeffaf bir gecelik giymesini söyler.
Vergi dairesine giderken ne tür bir elbise giymesi için arkadaşından öğüt bekleyen adam, bu hikayeyi dinledikten sonra, sorar:
- Zifaf gecesi ne giyeceğini bilemeyen gelinle, vergi dairesine giderken ne giyileceğini soran benim aramda ne gibi bir ortak yan var ki?
Adamın maliyeci arkadaşı gülerek, izah eder:
- Ne giyersen giy, başına gelecek şey aynıdır.
Kalın sağlıcakla
Ercan Kardeşler Kuyumculuk
1000
icon
AKadir 3 Mart 2016 10:28

Ben üç yıl Amerika'ya gittim. Anadolu üniversitesinde lisansımı, Osmangazi Üniversitesinde yüksek lisansımı bitirdim. Hocam eğer bunlar yeterli bir vasıf değilse boynumuz bu adalet karşısında kıldan incedir. Evet tüm bunlara karşılık bir birey olarak üzerimize düşen herşeyi yapmaya hazırız. Ancak devlet ve birim yöneticileri haksızlıklara göz yummamalıdır ki bizler de vatandaş olarak üzerimize düşeni gönül rahatlığı ile yapalım. Saygılarımla

0 1 Cevap Yaz
AKadir 3 Mart 2016 10:28

Devlet neden bunu sorgulamadı ve bu hukuksuzluğun önüne neden geçmedi. Neden sınıf ayrılıkları oluşturuldu. Yukardan bir takım yönetici vasıtasıyla, neden bazı kişiler vasıflı eleman kapsamında üniversiteye alındı ve yüksek miktarda maaş almaya başladı. Nerede adil devlet, nerede kontrol mekanizması, nerede rektör... İkincisi ise; zorunlu sağlık sigortası kapsamında iki buçuk aylık bir süreç kapsamında neden benden 543 lira para tahsil edildi. Hocam bu durum da hangi vergi adaletinden bahsedilebilir. Evet, devlet kafasına göre kanun çıkaracak ve insanları bu kanun ve kurallara uymaya halkı tabi tutacak. Ben böyle bir adaletin adalet olduğuna inanmıyorum. Evet benim yukardan tanıdığım kimsem olmadığı için ben üniversiteye alınan o 20 kişilik vasıflı çalışan grubuna giremedim. Misafirhanede atını koşturan sözüm ona kadrolu insanlara, bireysel olarak mücadelemi verdim kendimi asla ezdirmedim ama o vasıflı grubuna da giremedim. Hangi vasfa da sahiplerse artık sorgulamak gerekir. devamı var

0 1 Cevap Yaz
AKadir 3 Mart 2016 10:27

Merhaba Hocam öncelikle yazılarınızı takip ediyorum ve sürekli okuyorum. Ama konu vergi olunca bir vergi mükellefi olarak bir iki şey de ben yazmak isterim, müsadeniz olursa. Hocam ben üç buçuk yıl Anadolu Üniversitesinde çalıştım. Bu süre zarfında yüksek lisansımı da tamamladım ve kendi işim için işimden ayrıldım ve şuan da devlete vergi ödeyen bir vergi mükellefi olarak işimi devam ettirmekteyim. Evet bizler vatandaş olarak vergilerimizi düzenli olarak ödememiz gerekir ve bu bilinçte olan bir kişiyim. Ancak burada söz konusu olan kışkırtıcı bir takım şeylerin var olmasıdır. Nedir bunlar; ilk olarak Hocam ben üniversite de çalışırken taşeron firma dediğimiz firma sürekli olarak giriş çıkış göstererek benim işsizlik maaşımı almama ve tazminat hakkı elde etmeme engel oldu. Burada şunu sormak istiyorum vergimizi adil olarak ödememizi isteyen devlet mekanizması neredeydi. Verginin her adımını en iyi şekilde bilen idari bilmlerden çıkmış rektör hocamız neredeydi. Devamı var...

0 1 Cevap Yaz
Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi