Vergide yeni düzenleme ve terkin

Geçen hafta Plan ve Bütçe Komisyonu'nda kabul edilen vergi ile ilgili kanun tasarısı bu hafta Genel Kurul'da görüşülmeye başlanacak.
Evet böyle bir düzenlemenin içeriğine baktığımızda, bazı mükellefler için pek çok avantajları beraberinde getirdiğini görmekteyiz. Ancak basında ve pek çok politikacının söylemlerinde bu düzenlemelerini “vergi affı” diye başlıklandırmaları, bizi bu konuya yönlendirdi. Bu hafta bu düzenlemelere hakikaten ‘vergi affı’ diyebilirmiyiz, yoksa başka bir kavram mı bulmalıyız? Bunu tartışalım istedim.
Kanun tasarısına baktığımda; Verginin anaparasında bir af ile ilgili düzenleme yok. Yalnız cezalarda, gecikme faizlerinde indirim ve yeniden yapılandırma ile ilgili düzenlemelere ağırlık verilmiş.
Maliye Bakanı Naci Ağbal, ayrıca yaptığı açıklamalarda "Vergi cezalarını tamamen kaldırıyoruz, 6,3 milyon vatandaşımız bu kanundan yararlanacak" diye açıklama yaparak daha çok vergi cezalarında bir düzenlemenin yapıldığına ilişkin ilk ipuçlarını verdi.
Burada şunu vurgulamak istiyorum; ‘Bu bir vergi düzenlemesidir’ diyebiliriz. Verginin tamamında bir indirim söz konusu değil. Vergi affının tanımı “Kamu otoritesinin yetkilerini kullanarak genel olarak vergi alacağından tek taraflı olarak vazgeçmesidir” şeklindedir. Bu düzenlemelerde, verginin ana tutarı üzerindeki ceza ve faizlerde, bir indirim ve ödeme kolaylıkları sağlanmakta. Anaparada büyük bir düzenleme yapılmamaktadır. Bu yüzden vergi affından bahsedilemez.
Bir husus da; kanun tasarısında 50 TL ve altındaki borçların tamamen silinmesine ise; TERKİN diyoruz. Evet genel olmadığı için. Yani ‘Kamu otoritesinin yetkilerini kullanarak, belirli bir kesimin, kısmi olarak vergi borcunu tek taraflı olarak kaldırmasına’ da biz TERKİN diyoruz. Af genel bir olay iken, TERKİN kısmi bir kesimi ilgilendiriyor.
Kısaca vergi ile ilgili yapılan bu kanun tasarısında genel vergi affından söz edemeyiz. Vergi düzenlemesinden ve Terkinden bahsedebiliriz.
Bu düzenlemenin vergi cezası, gecikme faizi olanlara büyük avantajlar sağlayacağı açıktır. Ama bunun bir de öteki yüzünü düşünmek gerekir. Yani vergisini zamanında ödeyen, para cezalarını gününde ödeyen, kamuya ait borçlarını titizlikle ödeyen mükellefler için ise bir cezalandırma olarak değerlendirilebilir.
Bütün bu tür düzenlemeler dürüst, zamanında vergisini ödeyenleri cezalandırmaktan başka bir şey değildir. Bu da vergi barışı, vergi adaleti açısından da pek hoş karşılanmaz.
“O zaman vergisini zamanında ödeyen mükelleflerin de bir yolla ödüllendirilmesi gerekir” diye düşünüyorum.